Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Çocukların eğitimi kilden eşya yapmaya benzer. Aile çocuğuna istediği şekli verebilir ama yaptığı şey bir kez fırınlandı mı artık değiştirilemez.”
"Eskiden “cinci” hocalar vardı. Hiçbir eğitimi olmadığı halde muskacılıkla milleti soyarlardı. Şimdi ise “modern cinciler” çıktı. -Enerji gönderiyorum -Ruhsal tedavi yapıyorum -Yaşam ve Zikir koçluğu yapıyorum -Aile danışmanıyım vs. Elbette bu işin eğitimini alanlara sözüm yok. Ancak araştırdığınızda bir çoğunun bu konuda uzmanlığı, eğitimi yok. Kulaktan duyma bilgilerle insanları kandırıyorlar…"
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
19 saatte okudu
Pırıl pırıl bir mayıs sabahından tüm kitapsever dostlarıma mutlu günler kitaplarla güzelleşen vakitler diliyorum. AĞAÇLARIN GİZLİ YAŞAMI Ne Hissederler, Nasıl İletişim Kurarlar? Gizli Bir Dünyadan Keşifler Araştırma-inceleme türündeki kitap biz okurlarına orman ve ağaçlara dair farkındalık düzeyimizi arttıracak ve genel kültürümüzü
Ağaçların Gizli Yaşamı
Ağaçların Gizli YaşamıPeter Wohlleben · Doğan Kitap · 2024611 okunma
Görüntüleri çeken o, kocası yani. Kadın çocukları okuldan aldıktan sonra onlarla beraber alışveriş yapıp eve dönmüş. Film makarasının kutusundaki etikete bir başlık konmuş: Aile Hayatı ‘72-73. Filmleri çeken hep o. Kadın dergilerinin ölçütlerine göre, dışarıdan bakınca giderek sayıları çoğalan, otuz yaşında, aktif, kadınsılığını korumaya ve modaya uymaya özen gösteren, işiyle anneliği bağdaştıran kadınlar kategorisine dahil. Bir gün içinde gittiği yerleri (okul, Carrefour, kasap, temizleyici vb.), Mini Austin’le kat ettiği yolları (çocuk doktoru, büyüğün judo dersi, küçüğün çamur atölyesi, postane) alt alta koyup sıralarsak ve her işe (dersler, ödevlerin ve sınav kâğıtlarının okunması, sabah kahvaltısını ve çocukların kıyafetlerini hazırlama, çamaşırların yıkanması ve yerleştirilmesi, öğle yemeği, alışveriş – ekmek hariç, ekmeği iş çıkışı o getiriyor) harcadığı zamanı hesaplarsak şöyle bir manzara çıkıyor: ev içi ile ev dışı arasında, ücretli emek (2/3) ile çocukların eğitimi de dahil ev içi emek (1/3) arasında bariz eşitsiz bir paylaşım çok geniş bir yelpazede görevler çok sayıda, çok sık ticari mekânlara gidip gelme programlanmamış zamanın hemen hemen hiç olmaması. Bu hesaplama –ki o ne bir buluş ne de dönüşüm gerektiren bu zorunlulukları hızla yerine getirmekten adeta gurur duyarak böyle bir hesap yapmıyor– yeni ruh halini anlatmak için yetersiz kalır.
229 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Merhaba. Stanislaw Lem'in ilk kitabı, benimse yazardan okuduğum üçüncü kitabı oldu Dönüşüm Hastanesi. Otobiyografik öğeler taşıyan roman, II. Dünya savaşı ertesinde yayımlanmıştır. Dönüşüm Hastanesi, savaşın yıkımını, insanlığın vicdani ve ahlâki çöküşünü şeffaf bir şekilde gözler önüne sermiştir. Yazar, Almanlar ülkesini işgal ettiği
Dönüşüm Hastanesi
Dönüşüm HastanesiStanislaw Lem · İletişim Yayınevi · 2000167 okunma
Şuan saat 14.05 üniversitede aile eğitimi dersinin molasında.Eve gidip kahvemi yapıp az kalan kitabımı bitirmek için can atıyorum. Hayat belki böyle bir şey ...Ufacık mutluluklar temelimizi oluşturuyor 🌝
Reklam
363 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar Talebe, yazarın gerçek hayat öyküsü. Mormon inancında bir ailede doğan, küçük bir kasabanın dışında, bir dağ eteğindeki evde büyüyen bir kızın anıları. Tara, ağabeyinin teşvikiyle girdiği sınavı kazanıp üniversite eğitimi alma imkânı bulmuş. Sonrasında gerçek dünyayla, gerçek ancak Tara'yla tanışabilmiş. Aşırı dindar hatta bence yobaz bir aile, ruhsal açıdan dengesiz bir baba, şiddet eğilimli korkunç bir ağabey, tehlikelerle dolu, okulsuz, hastanesiz, ilaçsız bir hayat. Başlarda yazarın kalemini sevmediğimi hissettim ama ikinci bölümden itibaren anlatım da anlatılanlar da beni içine çekti. Belki başlarda küçük bir kızın bakış açısı ve algısıyla anlatıldığı için durgun gelmiş olabilir. Ama üniversite ve sonrası muazzamdı. Tara'nın babasından, her şeye rağmen, babam diye bahsederken annesinden kitap boyunca anne diye bahsetmesi dikkatimi çekti. Dehşetle, korkuyla, öfkeyle okudum. İçim acıdı, gözlerim doldu. Duygudan duyguya savruldum. Çok etkileyici bir kitaptı. Bize ulaşmasında emeği geçen herkese ve çevirisini yapan sevgili
Duygu İnci Bozbıyık
Duygu İnci Bozbıyık
'a teşekkürler. Sevgiyle kalın .
Talebe
TalebeTara Westover · Domingo Yayınevi · 20193,139 okunma
İnsan nefsi eğitilmelidir. İnsan nefsi, daha çocukken terbiye edilmeli ve kendine hükmedecek olgunluğa erişmelidir. Öğretimi değil, eğitimi esas almalı ve ahlâkî olgunluğa erdemli oluşa erişmelidir. Bunları bize saatlerce durduğumuz, asıl evimiz olan eğitim yuvaları değil; içinde binlerce emeği, göz yaşını çabayı barındırıp bizlere bir şeyler eklemek isteyen öğretmenlerimizle yaparız. Onlar sadece aile değil, onlar aynı zamanda rehber... Değil el kaldırmak, önünde ayak ayak üstüne atmanın bile kişiye de emeğe de büyük saygısızlık olduğu bir bakış açısı kazanılmalı. Doktorun da mühendisin de hakimin de mevkisi, senelerini atanmakla geçirmiş küçük bir çocuğa aile olan öğretmenin ellerinden geçer. Herkes bulunduğu konuma nasıl geldiğine değil, eğitimcisinin emeğine ve onun erdemine bakmalı. Herkes okumamalı, herkes değerli öğretmenlerimizin zamanından da canından da çalmamalı...
Çocukların eğitimi kilden eşya yapmaya benzer. Aile çocuğuna istediği şekli verebilir ama yaptığı şey bir kez fırınlandı mı artık değiştirilemez
Sayfa 48
Yalnızlık, insanlarla olmaktan üstündür. Lakin konu aile bireylerinin eğitimi olunca, onlarla ilgilenmek için yalnız kalmaktan feragat etmek lazım gelir.
Reklam
Basit bir eylemdir nefes almak. Bu eylemi bilinçli olarak yapmayız, nefes almak aslında hayata icabet etmekten ibarettir, fakat aynı zamanda –ve yine bilinçdışı düzlemde– tetikte olmamızı, etrafta tehlike, yiyecek, aile bireyleri veya olası bir eş olup olmadığını kontrol etmemizi sağlar. Tek bir nefeste bütün dünyayı tahlil ederiz. Evreni tahlil
Sayfa 99 - Metis BilimKitabı okudu
‘‘Çocukların eğitimi kilden eşya yapmaya benzer. Aile çocuğuna istediği şekli verebilir ama yaptığı şey bir kez fırınlandı mı artık değiştirilemez.’’
Bedriye Atsız, Almanya'ya Gidiyor: Yağmur Atsız Almanya'ya gidişlerini şöyle anlatıyor: "1959 Yılı'nda Annem, eşi Atsız'la arasındaki şiddetli geçimsizlik dolayısıyla, zamanın Maarif Vekili (Millî Eğitimi Bakanı) ve yakın gençlik arkadaşı Tevfik İleri'den kendisini yurtdışında bir göreve tâyin etmesini ricâ etdi. O da Bonn Büyükelçiliği'ne bağlı Talebe Müfettişliği ve Kültür Ataşeliği'ne Muâvin olarak gönderdi. O sıra asıl Müfettiş, Âile Dostumuz Adnan Ötüken'di. Annem 'adam olmamız için' yanına beni ve küçük kardeşim Buğra'yı da aldı... Gidiş o gidiş..." (Yağmur Atsız 2005: 10). Atsız'ın 26 Eylül 1958'de Fahrettin Kırzıoğlu'na yazdığı mektupta ise şöyle bir kayıt var: "Bedriye ve Buğra, Almanya'dan döndüler. 18 Eylül'de, Buğra'nın mektebi başladı." (Hacaloğlu 2013: 53). Tevfik İleri'nin ikinci defa Millî Eğitim Bakanlığı 13 Nisan 1957-25 Kasım 1957'dir. Demek ki Almanya'ya gitmek için teşebbüs 1957'de yapılmış ve muhtemelen 1957 güzünde Almanya'ya gidilmiştir. Belki de başlangıçta Yağmur beraber götürülmemiş ve o ancak 1959'da annesi ile kardeşine katılmıştır. Yine de Deliorman'ın, Atsız'dan naklettiği cevabı, yıllar sonra hatırlayıp yazdığını göz önünde bulundurmak ve tırnak içinde verilen cevabın, Atsız'ın bire bir sözleri olduğunu düşünmemek gerekir.
Statü sahibi güzel kadın - ezik ve çirkin adam ilişkisi
Şimdi bu yazacağım şeyler çok özel şeyler ama keşke tüm başarılı, zeki, statü sahibi, üst segment kadınlara duyurabilsem diyeceğim, defalarca tecrübe ile sabitlenmiş çok önemli bilgiler. Eğer toplum içinde eğitimiyle, zekasıyla, kültürüyle, yeteneğiyle, maddi kazancıyla ve biraz da tabi güzelliği ile çok sivrilmiş, her yönden hiçbir eksiği olmayan
Cassian'a döndü."Savaş eğitimi alırken bir Illyria savaşçısıyla tanışmasaydım,gücün, esnekliğin, onurun ve bağlılığın gerçek değerini asla bilemezdim." Cassian'ın gözleri parladı. Rhys bu kez Azriel'e döndü. " Bir gölgeokuyanla tanışmasaydım, aslolanın içinde doğduğun aile değil, edindiğin aile olduğunu öğrenmezdim. Aslolanın bütün dünya umudunu kesmesi söylerken bile umut etmek olduğunu bilmezdim." Azriel eğilerek teşekkürlerini sundu. Rhys kuzenine döndüğünde Mor çoktan gözyaşlarını koyvermişti. "Kuzenimle karşılaşmadım, en karanlık cehennemde bile bir ışık bulunabileceğini asla öğrenmezdim. Zalimliğin içinde bile iyiliğin serpilip büyüyebileceğini."
Sayfa 666 - RhysandKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.