Sahabe ikliminde hayatıma konuk ettiğim, anlamaya ve anlamlandırmaya gayret ettiğim dördüncü sahabe Ebu Ubeyde b. Cerrah'tır. Ebu Ubeyde b. Cerrah'ın şahsiyetinin anahtar kavramları emniyet/eminlik ve teslimiyettir. O, Allah Resulü'nün:"Her ümmetin bir emini vardır, benim ümmetimin emini de Ebu Ubeyde b. Cerrah'tır." diye müjdediği bir yiğittir. O son anlarında bile Efendimiz'in (sav.) sözlerini dikkate almış ve uygulamıştır: Şam'da veba salgını varken oradan ayrılarak Medine'ye geri dönmemiş, Efendimiz'in (sav.) "Bir yerde veba salgının olduğunu duyarsanız, sakın oraya gitmeyiniz. Bulunduğunuz yerde salgın yayılmışsa sakın oradan da dışarıya çıkmayınız." sözünü dikkate alıp teslimiyet göstererek Şam'dan ayrılmamıştır. Uhud'da Efendimiz'in (sav.) canı acımasın diye miğferin halkalarını dişleriyle çıkarmış, yalnızca hayatını değil dişlerini de O'nun (sav.) yolunda feda etmiştir. Sahabe; "Dişsizlik insanı çirkinleştirirdi ama Ebu Ubeyde Uhud'da kaybettiği dişlerinden sonra çok daha fazla güzelleşmişti." demiştir. Eğer feda edilen şey Allah ve Resulü yolunda feda edilmişse onun eksikliği bir ayıp, kusur ve çirkinlik değil bir güzelliktir. O'nun (c.c) yolunda feda edilenler sahiplerini daha da güzelleştirmiş, güzeller güzeli için feda edilenler, onlara daha da bir güzellik katmıştır.