GAMZE
@amoureux_des_livres
Lisans
İstanbul
İstanbul, 24 Ocak
600 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Bazı kitaplar vardır. Sizi şok eder ve her satırıyla yerinize mıhlar. 
Asılacak Kadın da benim için bu romanlardan biri.
Asılacak Kadın hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse; ilk kez 1979’da basılmış olan roman, Müjde Ar’ın başrolünde olduğu bir filme uyarlanmış, hakkında dava açılmış. Aslında gerçek bir olaydan uyarlanmış bir eser. Romanın ana konusu bir cinayet ancak bir cinayet romanı değil. Katili bulmak değil amaç. Katil belli ama aslında gerçek suçlu herkese göre farklı. Eseri enteresan kılan da bu, asıl suçlunun kişiye ve onun yaşadıklarına göre değişmesi.
Bütün karakterler, insanın ruhunun evrenselliğini dönemler ötesinde yansıtmasıyla bir başucu eseri aslında. Kitabı okudukça insan ırkının yaşadıklarından ders almadığını görmek, gerçekten de üzücü. Kitap ile ilgili davada yaptığı savunmada 
Pınar Kür gerçekten de dönemler üstünde insanlığın kolektif bilincine dair çok güzel bir şey söylemiş: “Düşünce özgürlüğünü bir kavram olarak bile ortadan kaldırmanın en iyi yolu, düşünmeyi bilmeyen kuşaklar yetiştirmektir.” Keşke herkesin kulağına küpe olsa bu söz.
Okur Takip Önerileri
Öncelikle kitabı okuduğum süre boyunca paylaşımlarımla bolca OSMAN ismine maruz bıraktığım bütün kitapsever dostlarım; daralttıysam kusura bakmayınız :) Bayılarak kitabın tamamını paylaşma arzuma da engel olmaya çalıştım ancak yine de dozunu kaçırmış olabilirim. Yazarında kitabın son cümlesinde yazdığı gibi "Astalavista Osman!" diyor ve kendisiyle vedalaşıyoruz.
Kitaba gelince 
Aylin Balboa kendine has kalemiyle çok eğlenceli, bir oturuşta bitirebileceğiniz keyifli bir kitap çıkarmış ortaya. 
Bu Hikaye Senden Uzun Osman bir kadının ayrılık sonrası yaşadığı duyguları ve serzenişlerini dile getiren mektuplardan oluşuyor. Osmanı unutmak için uğraşan, hata yaptığını düşünüp bazen barışmak isteyen, yaşamındaki her anda onun eksikliğini hisseden, hayatındaki değişiklikleri bile ona anlatma ihtiyacı duyan, yavaş yavaş onsuzda yaşayabileceğini farkeden güçlü bir kadının hikayesini anlatıyor bize mektuplar. Okurken çokça güldüm :) "Osman bu kıza neler etti acaba?" diye çokta merak ettim.
Kafamın çok dolu olduğu ve okumaya da fazla vaktimin olmadığı bir dönemde ilaç gibi geldi diyebilirim. Eğlenceli, yormayan ve kısa bir kitap arayışındaysanız hiç beklemeyin derim. Kitapla ve sevgiyle hoşçakalın...
Kitapta baş karakter 
Martin Eden ’ın hayatı, sevinçleri, hayalleri, tutkusu, aşkı konu alınmış. Kitap bir yönüyle aşk romanı gibi görünse de ve başlarında ciddi bir aşk romanına hazırlansanız da, aşk teması kitabın ana fikrini ortaya çıkarmak için kullanılan bir araçtan öteye gidemiyor.
Martin Eden ’in aşık olduğu anda başlayan yazarlık tutkusu ve bu uğurda insanlara, sevdiği kıza ve inanmayan herkese verdiği mücadele konu alınmıştı. Bu kaleme alınırken aynı zamanda o dönemin toplumu, burjuvaların dışarıdan en aydın gözüken boş yaşantısı, basmakalıp fikirleri, insanları etiketleyen bakışları ve sınıf ayrımları eserde öyle iyi dile getirilmişti ki bir nevi o dönemin şartları hakkında birçok şey öğrenebileceğiniz, burjuvalığı yakından tanıyabileceğiniz öğretici bir eserdi aynı zamanda. İnsanı düşünmeye sevk eden felsefik yönü de vardı. Aşk, burjuva hayatı, yazarlık, felsefe hatta bir miktar da politika ile harmanlanmış kaliteli bir eserdi.
Kendi adıma tek olumsuz eleştirim, kitabın biraz uzun tutulmuş olduğunu düşünüyorum. Özellikle yazarın politikaya değindiği bölümler biraz fazla uzundu bence, bu bölümler daha az ve öz olsaymış tadından yenmezmiş :) Ama tabiki bu durum eserin kalitesinin yanında göz ardı edilebilecek ufak bir detay sadece.
Böylesine sevilesi ve mesajlarla dolu kitabı herkesin okumasını öneririm. Bol kitaplı günler dilerim.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,1bin okunma
