Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
biranı
insanlar artık birçok şeyi anımsama gereği duymuyor bu durum anı biriktirme alışkanlığını da ortadan kaldırıyor Bir zamanlar benim fotoğraf çekme tutkum vardı bir sürü fotoğraf çektim çoğunu da kitaplarımda kullandım sonra birdenbire Fotoğraf çekmeyi bıraktım Çünkü Fotoğrafını çektiğim şeyler Üzerinde hiç düşünmediğimi ve bir süre sonra onları anımsama gereği bile duymadığımı fark ettim yaptığım sadece Elimde bir makine ile dolaşıp deklanşöre basmaktı Bu da bana pek anlamlı gelmiyordu😏
"Anımsadıklarımı ifade ettiğim sözcükler, anımsama tepkimdir."
Ludwig Wittgenstein
Ludwig Wittgenstein
Reklam
Anımsama bir buluşma şeklidir. Unutkanlıksa özgürlük. İnsanlığın konuşma kürsüsü suskun yüreğindedir, asla çenebaz aklında değil. |
Halil Cibran
Halil Cibran
Yavaşlık
" Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. "
Milan Kundera
Milan Kundera
"Anımsama unutmaktan daha çıldırılı bir etkinliktir." -Waking life- (film)
Reklam
Denemeler, LVIII
Süleyman, yeryüzünde yeni bir şey yoktur, buyurur. Böylece nasıl Eflatun, bütün bilginin yalnızca anımsama olduğunu kurmuşsa, Süleyman da bütün yenilik, yalnızca unutuştur, diye yargı verir.
Francis Bacon
Francis Bacon
“Anımsama bir buluşma şeklidir, unutmaksa özgürlük…”
Halil Cibran
Halil Cibran
Hatırlamak ve Unutmak Üzerine...
İnsan, soyunun belleğini sırtlandığı kadar kendi belleğinin hakimi değildir. Her şeyi bütün detaylarıyla anımsayabilseydik bu bir yorgunluktan, ya da gerginlikten öte, kesinlikle ölümcül olurdu. :) Bir sesi, bir sözcüğü anlamlandırabilmemiz için, zihnimizde ona dair izler, çağrışımlar yer etmiş olmalıdır. Anımsamanın da temelinde bu vardır; anlamlandırılmış olmak... Bir sevinçle, kederle ya da korkuyla işaretlenmiş olmak... Eski dönemlerde bir anımsama yöntemi kullanılırdı. İlim tahsil eden insanlar, anlatacağı metni akıcı ve duraksamadan ifade edebilmek için bir binanın farklı bölgelerine sıra ile önemli noktaların imgelerini yerleştirirdi. Sonra konuşma sırasında hatip sıra ile zihninde ezberlediği bu kısımları geçer, oralara bıraktığı imgeleri tek tek toplardı... Bu yöntem daha sonraları pek çok şekilde geliştirilmiş, inanılmaz yollar katedilmiş. Hatırlamak masummuş gibi görünse de aslında geçmişi yeniden kurmanın, onu yeniden inşaa etmenin ta kendisidir. Bazen de, silinip gitmiş her şeyi yeniden uyandırmanın tek yolu acıyla ve kederle anmaktır... Paul Ricceur buna "Melankoli" diyor yani bitmiş olanın üzüntüsünü sevme. Yaranın kabuğunu kaldırma...
"Bellek... İnsanın bilme, unutma ve anımsama yetisi. İnsa­nın, farkında olarak yaşama ayrıcalığı. Beş duyumuzla algıla­dığımız her şeyi kaydettiğimiz bir özel alan. Yaşadığımız her şeyi; zamanı, olayları, doğayı, toplumsal olguları, geçmişe ve geleceğe taşıdığımız, üç boyutlu hale getirdiğimiz, aralarında ilişkiler kurduğumuz, karşılaştırmalar ve değerlendirmeler yaptığımız, böylece kendimizi ve dünyayı anladığımız, ço­ğalttığımız bir bilgi ve bilinç hali... Yaşamayı biyolojik ihti­yaçlar ve zorunluluklar alanından çıkarıp, etik, estetik, ide­olojik, dinsel ve felsefi bir değerler silsilesine doğru taşıyan yetisi insanın. Bize hayal kurma, haz alma, acı duyma, sevinç­ten korkuya kadar pek çok heyecanı yaşama imkanı veren; bizi bedensel varlığımızın ötesine geçiren; estetik yaşantılar tasarlama ayrıcalığı veren, kısaca varlığımızı insan kılan bir büyülü özelliğimiz... Erken söylenmiş bir sonuç cümlesi sa­yılmazsa, ödülü ve cezası insanın."
200 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.