«Nasılsın?» diyen olmasa da «iyiyim.»
Sayfa 145Kitabı okuyor
Minimini arı hıncı uğruna can verecek kadar yiğittir.
Sayfa 141Kitabı okuyor
NAAT
Haset gururla savaşta;
Gurur, Kaf Dağı'nda derebeyi..
Onu da yaralarlar kanadından,
Gelse bir şefkat meleği.
İyiliğin türbesine
Türbedar oldu iyi!
Arif Nihat Asya
Başka dudaklarda manasız kalan türküler senin dudaklarında beni hayata çağıran ses oldu.
Sayfa 87Kitabı okuyor
Okuma bilmesin yıldızların,
Revâ mı Allâh'ım, revâ mı?
Ki bilseler
Avuçlarımdan okurlardı duâmı!
Arif Nihat Asya
Yok burda ne emrim, ne nehyim..
Yazmaktan ibâret gibi sa'yim.
Sayfa 222
Hatice’nin goncası,
Aişe’nin gülüydün.
Ümmetin gözbebeği,
Göklerin RESULÜYDÜN..
Elçi geldin, elçiler gönderdin.
Ruhunu ALLAH’a,
Elini ümmetine verdin.
Beşiğin, yurdun, yuvan
Mekke’de bunalırsan
Medine’ye göçerdin.
Biz bu dünyadan nereye
Göçelim, ya MUHAMMED?
Yeryüzünde, riya, inkar, hıyanet
Altın devrini yaşıyor..
Diller, sayfalar, satırlar
"Ebu Leheb öldü"diyorlar:
Ebu Leheb ölmedi, ya MUHAMMED;
Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!
Arif Nihat Asya
Seni düşünmek uykusuz gecelerimin tesellisi.
Sevgi Mektupları (Arif Nihat Asya )
Dünyayı düşünebiliyorum, o halde fikir maddeden büyüktür. Peki... Nasıl olur da madde; para adı altında, silâh adı altında fikri yiyebilir?
Bizi sen sevgisiz,susuz,havasız;
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!
ARİF NİHAT ASYA
Sanki kalbimdeki hicran ile dolmuş bu diyar.
Ağlamak işte nasibim, yine ah, ağlıyorum!
- Arif Nihat Asya -
“İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın…
Bir hal gelir… ağlayamazsın, susamazsın!
Arif Nihat Asya
Sayfa 161Kitabı okudu
