Ben ona dedim ki
Suyun üç hali var
Dördüncüsü sensin.
Taşların saltanatında
Bir gönül iklimiyim
Ağzımda esensin.
Rüzgârla yaprağın aşkı
Neyse dört mevsim
Öyle süreceksin.
Eşiğinde duracağım
Yıpranmış ve kirli
Kirpiğinle sileceksin.
İnsan adım atmazsa
Gidemez ki iyiliğe
Hüznümü düzeltensin.
Benim geldiğim geçmiş
Çok açık bir yazıdır
Parmağınla okuyansın.
Sendin beklediğim bütün bir sonbahar
Başlamadan bitmiş bir aşkın hüznüyle
Gece gökyüzünde çınlarken yıldızlar
Yağmurlar inatla işlerken içime
Sendin beklediğim bütün bir sonbahar
Kibrimden, gururumdan susuyorum sanmayın:
Kendimi bu hâllere düşmüş gördükçe,
Bir düşünce kemirip duruyor içimi:
Ben değil miyim bu yeni tanrılara
Bütün üstünlüklerini kazandıran?
Hiçbir tanrı, hiçbir varlık
Görmeseydi beni,
Görüp de sevinmeseydi,
Oysa şimdi,
Zavallı bir oyuncağıyım rüzgârların.
Sevine sevine görecek düşmanlarım
Çektiğim işkenceyi.