İslâmiyet, din adına vicdanlara baskı yapılmasına izin vermemiştir. Bu sebeple hiçbir kimse diğerinin imanı üzerinde nüfuz yürütmek yetkisine sahip değildir.
Düşünce aklın, iman da vicdanın birer ürünü olduğuna göre düşünen insan tabii olarak fikrini açıklayacak, inanan kişi de imanının gereği olarak ibadet edecektir.