Belki bilmek; ne kadar çok bilirsen o kadar çok soracağın için, aynı zamanda bildikçe bilmediğini fark ettiren bir dolaysız, direkt, doğrudan, cepheden çullanan bir acıydı.
Bu günlerde savaşlar böyle mi yapılıyor? Bu lanet olası tüfeklerle kahraman bir atlı, bir flütçünün uzaktan ateş etmesiyle ölebiliyor. Bu şövalyeliğin sonudur. Onurlu savaşçıların sonudur.
Her gece aynı rüyayı görüyorum; hapishaneleri, kaçma mücadelemi. Sanki bir tek bedenim kaçabildi, duygularım değil. Duygularım orada, geride kaldı; tıpkı hırsla söktüğün bir bitkinin sallanan kökleri gibi. Şiddetin hiçbir anlamı yoktur. Ve insanı özgürleştirmez.
kaçtım - çocuklarımı, yuvamı, hatta doğduğum ülkeyi geri de bırakarak. Ama uğruna savaştığım yaşama asla kavuşamadım. Kaçışım bana özgürlük getirmedi.