Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gördüm Diyarbekır'i Konya'yı Bursa'yı İstanbul'u Görmediğim şehirlere karşılık
Reklam
Ben yıllar yılı burada Başka bir zamanı yaşadım İnsanlar başka kelimeler başka Başka bir gümüştü ağaçlardan dökülen
yapılsın adil pazarlık yapılsın yapılacaksa işte koydum işlemeyi düşündüğüm suçları sizin geçmiş hatalarınız karşısına ne yapsam döl saçan her rüzgarın vebası bende kalacak varsın bende biriksin durgun suyun sayhası yumuşatmayı bilen ateş öğüt sahibi toprak nasıl olsa geri verecek benim kılıcımı
* Yalnız Saban
Herşey yerleşikti, güvenceliydi, mantıkla işlenmiş, insancaydı diyebilirsin hatta. Kendine düşeni yapıyordu _____________________________________Halk Kurulları; Athena adaleti koruyordu; kendisi orda, görünmese bile, ________________________________________her zaman başkanlık ediyordu Areios Pagos'un toplantılarına:
Sayfa 54 - CemKitabı okuyor
Derdim de onun sevdası, dermanım da... Gönlümdeki ateş de onun sevgi ateşi!
Sayfa 196 - EpubKitabı okuyor
Reklam
Geri Gelen Mektup...
"Ruhun mu ateş yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi alevden? Sen istedin diye bu gönül zorla tutuştu..."
Sayfa 244 - Ötüken YayınlarıKitabı okuyor
Jax ateş gibi yanan bedenini arkama yerleştirerek beni örttü, elleri göğüslerimi kavramak için beni alttan itiyordu. Sıcak aleti popomun kanatları arasında uzanıyordu ve çelik gibi uzunluğunu aralarına iterek hücum etti.
Çocukluk
Ateş almaya gelmişti sanki, çok kalmadı çocukluk onun hikâyesinde. Düşmüştü ama ağaçtan değil, yaraları vardı ama dizlerinde değil.
Binbaşı Hakan zamanını bekliyordu. Apacheler havaya ateş açılmadığını ya da bu tür silahların olmadığını düşünerek iyice yaklaşmaya başlamıştı. Gökyüzünde A−10 uçakları da beliriyordu. Ortalık iyice kızışırken tank tümeninin ana kollarının, arkadan yaklaşmakta olduğunu gördüler. Yaklaşık bin Türk askeri ve iki bin sivile karşı on beş bin Amerikan askeri, yüzlerce tank ve hava saldırı aracı karşı karşıyaydı.
Reklam
"Amputelerin çoğu alışıyor. Zamanla sen de-" "Ben askerim!" diye bağırdı Rin. "Şimdi ne yapacağım?" "Ateş çağırabiliyorsun," dedi doktor. "Kılıca ihtiyacın yok ki."
Sayfa 548 - RinKitabı okudu
İkisi iki ateş böceği gibi Ne zaman bahçeye yürüseler, sanki İnlerdi cansızlar da hayvanlar gibi İnsan ve bitki hep talan edilirdi
Sayfa 63 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Tabur Komutanı Binbaşı Hakan, havancılara emir verdi. Durmaksızın ateş edilecekti. Havan toplarının belirlenmesi zordu. Bu gerçekleşene kadar tümenin geri çekilmesi için baskı yapacaklardı.
Ve her şey Mehmet'in keskin nişancı tüfeğinden çıkacak bir mermi ile başlayacaktı. Ortalık cehenneme dönmek üzereydi. Çok şiddetli saatler bekliyordu onları, büyük ihtimalle pek çoğu bir daha ülkesini göremeyecekti. Mehmet, hedefe odaklandı, bedeni yay gibi gerilmişti. İçinden duasını okudu ve ateş edeceği insanın yüzüne baktı. Onun ailesini düşündü. Onun öldüğünü duyduklarında yaşayacakları acıyı geçirdi aklından. Keşke bunu yapmak zorunda olmasaydım, keşke o kendi ülkesinde olsaydı ve onunla dost olabilseydim, diye düşündü. Tetiğin boşluğunu alıp hafifçe itti. Bir pof sesi duyuldu sadece. Hedefteki askere sesten önce ulaşan başka bir şey vardı: 7,62 mm çaplı mermi, Teğmen Johan'ın tam yüzünün ortasında patladı.
Uzak­ta, ta ufuk­ta, ateş ye­le­li bir at­lı, san­ki eli­ni uza­tıp gü­ne­şi tu­ta­cak­mış gi­bi, fır­la­yıp çı­kar­dı, ama son­ra, o da fun­da­la­rın ve ka­ran­lık­la­rın için­de kay­bo­lur­du.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.