“Her gün üretilen ve piyasaya sunulan sınırsız sayıdaki eşya, insanımızı tatminsiz ve doyumsuz bir hale getirmiş, eskiden bir şeker ile sevinen veya ikna edilen çocuklarımız bile bu doymama hastalığına düçar olmuşlardır.”
“Kendisi ile doğru ilişki kurabilen birey; sadece kendini bilmek ile kalmaz, hayatının anlamlı hale gelebilmesini sağlayacak temel ilkelere de kavuşur.”
"Kendi kendimizi anlamakta bile bazen çaresiz kalan bizlerin, hemcinslerimiz olan başka insanları anlamaya çalışması bir hayli zor olduğu bilinse de bu işin kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu da kesindir."