Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizin değildirler,
Onlar kendini özleyen Hayat’ın oğulları ve kızlarıdırlar.
Sizler aracılığıyla dünyaya gelmişlerdir, ama sizden değildirler.
Sizlerin yanındadırlar, ama sizlerin malı değildirler.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, ama düşüncelerinizi asla.
Çünkü onların kendi düşünceleri vardır.
Onların vücutlarını çalabilirsiniz, ama canlarını asla.
Çünkü onların canları geleceğin sarayında oturur ve sizler dişlerinizde bile orayı ziyaret edemezsiniz.
Kendinizi onlara benzetmeye çalışabilirsiniz, ama onları kendinize benzetmeye kalkışmayın hiç.
Çünkü hayat ne geriye gider ne de geçmişle ilgilenir.
Sizler evlatların birer canlı ok gibi fırlatıldıkları yaylarsınız.
Yayı geren, sonsuza açılan yolda kendine hedef edinmiştir ve okların en uzağa eriştirebilmek için kendi gücüyle sizleri gerer.
Yaya gerenin elinde seve seve bükülün.
Çünkü oku atan o güç, uzaklaşan okları sevdiği kadar elindeki sağlam yayı da sever.
Eğer hisleri gerçekliğin tamamı değil de bir parçası olarak yorumlarsan hisler yol göstericidir. Ancak yolunu sadece hislerle bulmaya çalışırsan yanlış rotalarda kaybolman kaçınılmaz olacaktır.