Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Ayça Yalçın
Ayça Yalçın
@aycayalcin
10 Mayıs
77 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Akıl Dışı Olmayan İtaatsizlik!
İtaatsizlik kavramının ahlaki ve psikolojik yönden ele alınışı ilk bölümde kısaca verilmiş olsa da sevgili Fromm'a yakışır düzeyde tatmin ediciydi. Bizi başkaldırı hareketinin asilikten değil de akılcı olanına yönlendiriyor. Nitekim gördüğünü söyleyebilen "hayır" demeye cüret edebilen insan bunu başardığında yozlaşmış değil özgürleşmiş oluyor ve bu eylemle evrimleşiyor.
Kitabın sonuna doğru aynı zamanda hümanist sosyalist olan yazarımız sosyalizmin amaçlarından, karşı olduklarından, en yüce ilkelerinden ayrıyeten bu ilkelerin gerçekleştirilebilmesi için uygun koşulları da ekliyor.
Genel itibariyle Fromm akıcı ve yalın diliyle her kesime hitap ediyor. Sizi hiçbir zaman çıkmazda bırakmıyor. Okuduğunuzu anlayacak, sorgulayacak ve beğeneceksiniz diye ümit ediyorum. Okuyun okutturun efendim.
Sevgiler.
O'neill eserinde bizlere empati, sözlü ve sözsüz iletişim, iletişimin olmazsa olmazlarından, temel unsurlarından bahsediyor.
Empatiyi anlatırken öyle üstün körü değil hakikaten üstünde düşüneceğiniz belki de daha önce yaparken fark etmediğiniz örneklere yer veriyor. Kendimde de keşfetmemi sağladığı bir çok taraf oldu.
Ancak bazı yönlerden kitabı biraz eksik buldum diyebilirim. Sık sık aynı düşüncelerin yinelenmesinden ve aynı başlıkların atılmasını gereksiz buldum. Biraz daha öz tutulmasını tercih ederdim.
Bir tane daha örnek vermek gerekirse yer yer olumlamalarda bulunuyor, hatta yarım sayfalık bir olumlama bile mevcut fakat olumlamalara ters olacak şekilde kendimize en kötü olasılıkları düşününmemiz gerektiğini ekliyor ve kendisiyle bir bakıma çelişiyor.
Yine de iletişimin ayrıntılarını öğrenmek ve kendini bu konuda geliştirmek isteyenler için faydalı bir kitap olabilir diye düşünüyorum.
Sevgiler.
NEYE SAHİPSİNİZ?
"Sahip olmak" davranışında en önemli şey tüm isteklerin önüne geçerek ihtiras ve açgözlülüğe dönüşmesidir. Yani bir bakıma yararlı sayılabilecek kimi durumları da öldürür.
Bizdeki bu davranışın sebebini mülkiyet kavramının karakterinde gizli buluyoruz.
Peki nedir bu sahip olmak ya da olmak?
Fromm eserde bizlere mülkiyete sahip olma
Okur Takip Önerileri
SEVME SANATI NEDİR?
Öncelikle kitabın adına bakarak sevme sanatına ilişkin sıralı maddeler okuyup sevmeyi öğreneceğinizi düşünmeniz çok olasıdır. Ama aksine Fromm daha kitabın önsözünde bize kişinin belli bir olgunluk seviyesine erişmeden sevgiye ulaşamayacağını söyler.
Kitap 4 ana bölümden oluşuyor: Sevme Sanatı, Sevgi Kuramı, Sevginin Yozlaştırılması ve Fromm'dan ayrıldığımız Sevginin Uygulanması bölümü.
Açıkçası benim en çok beğendiğim ve kendimce düşüncelerimin şekillendiği bölüm olarak Sevgi Kuramı bölümünü söyleyebilirim. Bu bölümde Tanrı, kardeş, anne ve baba, cinsel sevgi ve kendini sevme sanatından bahsediliyor. Bu bölümler 3-4 sayfa aralığında oldukça anlaşılır bir dille anlatılıyor.
Eserde yer yer Freud'tan, Kant'tan, Rumi'den İncil'den ve Tevrat'tan çok değerli alıntılarla karşılaşacaksınız. Bu alıntılar yine Fromm'un ne kadar donanımlı, zengin bir eser ortaya koyduğunu gözler önüne seriyor.
Bu sanatı çoğumuzun bilmediği aşikar, eğer bildiğinizi düşünüyorsanız da kitabı okuduktan sonra kendinize kıymetli bilgiler katacak ve düşüncelerinizin şekillendiğini göreceksiniz.
Son olarak sevgili Fromm'dan bir alıntıyla bitirmek istiyorum.
Birini sevmek sadece güçlü bir duygu değil, bir düşünce, bir yargı, verilen bir sözdür.
Hepimizin bu sanatın değerini bilmemiz dileğiyle.
Bir Yozlaşmanın Eseri
Daha kitabın on sözünden anlamıştım harika bir klasik okuyacağımı:
"Sanatçı güzel şeyler yaratandır. Sanatı göz önüne serip, sanatçıyı gizlemek sanatın amacıdır. Eleştirmen, güzel şeylerden edindiği izlenimi başka bir üsluba ya da yeni bir malzemeye dönüştürendir.
Güzel şeylerde çirkin anlam bulanlar, sevimli olamadan yozlaşmışlardır. Bu bir hatadır. Ahlaka uygun olan ya da uygun olmayan kitap diye bir şey yoktur. Kitap ya iyi yazılmış ya da kötü yazılmıştır. Hepsi bu."
İşte Wilde, aldığı tepkilerle bu önsözü eklemişti eserine 1 sene sonra.
Kitapta beni en çok etkileyen şeylerden biri Lord Henry Wottom'un düşünceleri oldu. -hatta Wilde'ın kendini Lord Henry olarak tanımladığını, düşüncelerini onun aracılığıyla söylediğini de düşünmedim değil- Nitekim kitap biter bitmez bir araştırmaya koyulup Oscar Wilde'ın kitapta olduğu kişinin Basil, herkesin onu zannettiği kişinin Lord Henry, asıl olmak istediği kişinin de Dorian olduğunu söylemiş olduğunu gördüm.
Eser son derece güzel mesajlar içeriyordu. Eminim sansürsüz olanı daha zevkle okunacaktır. Şunu da eklemeden geçmeyeyim kitabın sansürlü olduğunu bilmeseydim de yine de fark edeceğimi düşündüm okurken, bir şeylerin yarım olduğu bariz belliydi. Gönül isterdi ki kitaba başlamadan önce daha kapsamlı bir araştırma yapıp sansürsüz olanını alsaydım. Tavsiye olarak sansürsüzünü almanızı söyleyebilirim.
Sevgiler,
Dostoyevski'nin "Hepimiz Gogol'un Paltosundan çıktık." cümlesiyle okuduğum eser.
Eserde Akaki sokağa çıkıp kederli bir şekilde yürüdüğünde gözümde Raskolnikov'un Petersburg sokaklarında yürüyüşü canlandı.
Kısa, bir o kadar da güzeldi. Kitapta Gogol'un mizahi yönüyle de karşılaşmış oldum. Çok da beğendim. Tavsiye edilir.
Sevgiler,
Kitap trafikte yeşil ışığın yanmasını bekleyen bir adamın aniden kör olmasıyla başlıyor ve sonrasında adeta bir çığ gibi büyüyen körlük salgınıyla devam ediyor.
Saramago ile tanışma fırsatını bu kitapla tattım. Yazarın dili takdire şayan. Yazımına dair dikkatimi çeken unsurlar; sıralı halde verilen diyaloglar, karakterlerin isimlerinin kullanılmaması -örneğin gözü siyah bantlı yaşlı adam- sadece nokta ve virgülden ibaret noktalama işaretleri kullanması oldu.
Açıkçası yazarın kendine özgü bu tarzını çok beğendim. Sürükleyici ve bir o kadar da çarpıcı bir roman. Her sayfasını büyük bir merakla, zevkle ve hiç sıkılmadan okudum. Belki de kitabı bu kadar beğenmemin sebebi hem gerçeğe yakın hem de bir o kadar uzak olmasıydı.
Eminim sizler de çok beğeneceksiniz, kesinlikle tavsiye ediyorum.
Sevgiler,
