Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sema Onbaşılı

Bir de şuna şaşıyorlardı: Naıl oluyor da bir eşek kadar bile kafası işlemeyen, vicdansız, ahlaksız, budala zenginin biri, sadece birkaç torba altını var diye akıllı dürüst bir sürü insanı buyruğu altında köle gibi kullanabiliyordu.
Sayfa 60
Reklam
Utopialılar aklı başında insanların yıldızlar ve güneş dururken bir incinin ya da elmasın cılız pırıltısına düşkünlüklerine şaşarlar. ... Kendiliğinden hiç yararlı olmayan altına neden bu kadar değer verildiğini, insanın dilediği gibi kullandığı bir nesnenin nasıl insandan daha üstün sayılabileveğini anlamıyorlardı.
Sayfa 60
Herkes bilir ki bütün canlı varlıklarda açgözlülüğün nedeni ya korku ya da yoksulluktur. İnsanda ise bazen yalnız kendini beğenmişlikten gelir açgözlülük. Çünkü faydasız ve boş şeyleri gösterişle ortaya serip başkalarından üstün geçinmeyi şanlı bir iş sayar insanlar.
Sayfa 52

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilgeler sürekli bir yağmur boşanırken sokaktaki kalabalığa evlerinize girin de ıslanmayın diye bağırırlar. Sesleri duyulmazsa sokağa çıkıp herkesle birlikte boşu boşuna ısalanmazlar, başkalarını budalalıktan kurtaramayınca evlerinde oturup kendilerini korurlar tek başlarına.
Sayfa 34
Milyonlarca çocuğu bozucu, körletici bir eğitimin pençesinde bırakıyorsunuz. Erdem çiçekleri açabilecek bu körpe fidanlar gözlerinizin önünde kurtlanıyor; büyüyüp suç işledikleri zaman, yani içlerine çocukluktan giren kötülük tohumları acı meyvelerini verdiği zaman ölüm cezasına çarptırıyorsunuz onları. Sizin yaptığınız nedir biliyor musunuz? Asma zevkini tadabilmek için hırsızlık yaratmak.
Reklam
Öldürmek, hırsızlığı cezalandırmak için çok ağır, önlemek içinse çok hafif bir cezadır.
Sayfa 11
Küçük çocuklar, annelerinin öptüğü yaraların iyileşeceğine nasıl inanırlarsa birbirine aşık insanlar da küçük bir öpücüğün bulutları yok etme gücüne inanırlar. Ve her şey inanmakla başlar.
Gerçekliğinden kuşku duyulmayacak şeyler vardır. Onlar hiç sorgulanmadan olduğu gibi alınır, öylece korunur, onlara dokunulmaz. Hayatta yaşanan en büyük düş kırıklıkları ve depresyonla da bu sorgulamadan kabul edilen 'doğuştan gerçek' lerin yıkılmasıtka oluşur.
Sayfa 206Kitabı okudu
Allah'ın insanlığa en büyük lütuf akıldır. Eğer akıl dininden daha büyük bir din olsaydı, Allah akıl yerine onu verirdi... Bu memleketin akla ihtiyacı vardır.... akıl...
Sayfa 163Kitabı okudu
Bir savaşın en berbat tarafı hayatlardan çok, yaşayanların umutlarını yok etmesidir.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
İhtilal
Her ihtilal imha etmek için kan döktüğü zorbaların yerine en evvel kendi ihtilalcilerini oturtur.
Sayfa 115Kitabı okudu
kanıksamamalı
Kanıksamak tehlikeli bir histir Valideciğim. Çünkü insanın yüreği kabuk bağlamaya, derisi kalınlaşmaya başlayınca artık insan olmaktan vazgeçmiş sayılır ve başına her türlü musibet gelebilir
Sayfa 131Kitabı okudu
Ne garip, biraz kendini denemeye kalksa, insan, sonunda olduğunu sandığı kişinin tam tersi çıkıyor. Sokakta görse yüzünü buruşturup asla böyle biri olmak istemezdim dediği kimse, işte o çıkıyor insan.
Çocuklar bulunmak için saklanır, yakalanmak için kaçarlar.
Yazık ki erkekler şımartıldıkları zaman nerede durmaları gerektiğini çoğu zaman bilemezler.
Sayfa 48
Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmektir. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor,bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı.
Reklam
Hayat bir insanın duası, diğerinin şükrüne denk gelince canlandırdı hani?
İzahı olmayan şeyleri imkansızlıklarla dengelemek... Belki daha büyük bir acı, ben de bile işe yarayabilir.
Umut gerçeklerle, umutsuzluk ise hayatla bağını gevşetiyor insanın.
Kimse kimseyi hakkıyla tanımaz. Sedece, kendi gibi sanır ve de yargılar.
Düşünsel sığlık, duygusal derinliğin artmasına mı yarıyor?