Bilge Karasu 'nun Nisan-1975 ile Mayıs-1976 yılları arasında yazdığı, ancak 1985 yılında yayınlanan iki romanından biri.
İki romanından biri olarak geçse de aslında eleştirmenlerin çoğu, bu eseri "roman" değil, "metin" ya da "anlatı" olarak isimlendiriyor. Postmodern bir anlayışla yazılan Gece, roman
Onumsuz hastalıklarda da hekime gidilir, çare aranır, çırpınılır; umut - ya da bir çeşit umutsu duygu - yitirilmez, ya da, yitirilmemişmiş gibi davranılır; gene de, bilinir ki...
Kitap Dünyam ailesiyle #nadidekitaplar maratonunda tekrar okuma fırsatı buldum. İkinci okumam daha verimli oldu diyebilirim kendi adıma.
Tanpınar'ın bu nadide eseri Türk edebiyatında ironinin zirvesi sayılabilecek eserlerden. İnce esprileriyle çok da akıcı.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü 56 ayrı dile çevrilmiş.
Muvakkit Nuri Efendi ve ilk karısı Emine, Doğu'yu; ikinci karısı Pakize ve Halit ayarcı ise Batı'yı simgeliyor ve Tanpınar bize Doğu-Batı çatışmasını "zaman" kavramı üzerinden yani saatler kavramı üzerinden sembolik bir dille ve çoğu yerde güldürerek kara mizahla anlatıyor.
Roman 4 bölümden oluşuyor. Geriye dönüş tekniği kullanarak Tanpınar bize Hayri İrdal üzerinden Büyük Ümitler bölümünde I. Meşrutiyet dönemini, Küçük Hakikatler ve Sabaha Doğru bölümlerinde II. Meşrutiyet dönemini, Her Mevsimin Bir Sonu Vardır bölümünde ise Cumhuriyet döneminin başlarını anlatmakta. Kahramanımız Hayri İrdal, Doğu ile Batı, gelenekçi ile modern, Osmanlı ile yeni Türkiye arasında sıkışmış kalmış ve bir türlü yeni Türkiye'nin bürokrasisine alışamamış kendini arayan, bulmaya çalışan biri. Tanpınar bize Hayri İrdal üzerinden bir modernleşme eleştirisi yapıyor. İnsanların parayı gördüklerinde nasıl değişebileceklerini acı bir şekilde yüzümüze çarpıyor.
Tekrar tekrar okunası bir eser. Keyifli okumalar...
#okumakiyileştirir
#iyikitapkurtlamalar
“Bazen düşünürüm, ne kadar garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?”
Serkan Türk 'ün 4. öykü kitabı. İçinde 12 öykü barındıran kitap adı ile umut vaat etse de içindeki öyküler aslında hüzün dolu. Birçok öyküde ölüm teması işlenmiş.
Özellikle Küçük Şeyler öyküsünde ilahi bakış açısıyla erkek bir yazar olarak Serkan Türk’ün bir kadının ruh dünyasını, neden anne olmaktan korktuğunu ve neden doğum