Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kitap_universitesi

"İş insanı temizliyor, Kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zapt ediyordu. Ne kadar abes ve manasız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu."
Reklam
"Saymak bizi daima aldatır. Gülünç ve eksik neticelere götürür. Zaten herhangi bir şeyi saymanın imkanı yoktur. İnsan tek bir hal olsa istatistik denen şeye inanırım. İnsan karışıktır, durmadan değişir."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: İnsanoğlu insanoğlununun cehennemidir. Bizi öldürecek belki yüzlerce hastalık, yüzlerce vaziyet vardır. Fakat başkasının yerini hiçbiri alamaz.”
"İnsan bireyselleşme sürecini tamamladığında bilinç ve bilinçdışı barış içinde yaşamayı ve birbirini tamamlamayı öğrendiğinde bütünleşmiş, sakin, verimli ve mutlu olur yani kendi felsefe taşını bulduğunda..."
Reklam
" Bugünün insanı kendini yalnız hisseder, çünkü artık doğa ile bağ kurmamaktadır. Taşları, bitkileri izlemiyor, akan suları dinlemiyor, duymuyor ve onlarla konuşmuyoruz. Dahası onların konuştuğunun da farkında değiliz. Kopan bu bağın sonucunda duygusal enerjimizi de kaybetmiş bir hale geliyoruz. Bugünün derdi bu, ruhumuzun kaybolması."
"Toplumsal cinsiyet eşitliğinde sınıfta kalmış bir toplumuz. Hikayemiz bu. Ve Türkiye'nin iyi bir terapiye ihtiyacı var."
travma.
"Çocukluğumuzda bize yaşatılanlar ne kadar travmatik olursa bugün kurguladığımız ilişkilerin üzerinde o kadar fazla hüküm sürer. Ne zaman ki fark ederiz, sorgularız, duygularımızı dinleriz, çözümleriz o zaman geçmişin yanlış bir acı veren kalıplarını bir yana bırakır, kendi biricik hikayemizi oluştururuz."
Reklam
Geçmiş geçmiş midir?
"Geçmiş kelimesi, anlamına bütünüyle bakılmadığında çok masum bir geride kalmışlık durumunu ifade ediyor zihnimizde. Oysa yaşamımızı tümüyle incelediğimizde bu günümüzü oluşturan ve hala etkilemeye devam eden bir süreç olarak değerlendirirsek, geçmiş hala geçmemiş ve geçmeyecek belli ki. Oradan aktardıklarımızla farkında olarak ya da olmayarak bugünü ve yarına inşa ediyoruz. Burada kelime, masumiyetini kaybetmek üzere. Tüm hayata hüküm süren, bilgi, kurallar ve biçim dayatan, nasıl sevmemiz ve sevilmemiz gerektiğini öğreten, kimlere doğru eğilimli olduğumuzu belirleyen, gideceğimiz yerin yönünü gösteren, kim olduğumuzun ve kime çekim duyduğumuzun, kiminle nasıl mümkün olduğumuzun belgesidir geçmiş."
"Çocukluğunda kendi değerlerinden şüpheye düşüren ebeveynleri olanlar, kendisinde sevilmeye layık bulunanın ne olduğu ile ilgili sorular sorar. Özgüvenleri tam oluşmamıştır, kendilik saygıları sarsılmaya yakındır. Eleştiri karşısında eşi tarafından tümüyle reddediliyor hepsine kolayca kapılabilir, bu nedenle partnerle çatışmaları sırasında sükunetlerini korumakta güçlük çeker ve hemen kendilerini savunmaya geçerler."
Ebeveynleriyle güçlü bağlar geliştirebilmiş bir çocuk, bu güven kapsamında bir ilişkiyi ya iyi ya da kötü olarak algılamak yerine ara tonları da fark edip ilişkide gerçekçi bir beklentide oluyor. Eşiyle arasında yaşadığı bir sorunu genellemek ve tüm ilişkiyi olumsuz değerlendirmek yerine tartışmaları ve anlaşmazlıkları bir ilişkinin olağan durumları hatta kaçınılmaz yaşam olayları olarak ele alıyor."
" Dünyaya ve insanlara olan temel güven duygusu sevgide istikrarlı, davranışlarda tutarlı olan ebeveynler tarafından sağlam bir şekilde inşa edildiyse eşiyle ilişkisi de güvenmek, sadelik ve dürüstlük üzerine kuruluyor."
"Kendisiyle yeterince konuşulmuş ve sözleri dikkate alınmış bir çocuk ileride kendi eşiyle sözel iletişimde zorlanmıyor. Arzularını ve ihtiyaçlarını doğrudan dile getirip, öfkelendiğinde bunu uygun bir dil ile dışa vurabiliyor. Aralarında sürekli kelime tasarrufu yapan, meseleleri konuşmak yerine birbirini anlamadan ve tanımadan hayata devam eden çiftlerin tuzaklarına düşmüyor, açık iletişimde oluyor."
845 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.