Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tüm bahtsız kadınlar birbirlerine benzer, aynı dili konuşur, aynı vericiliği gösterirler.
Başarılı bir hayatın hayaliyle desteklenen bir düşüncenin tutsağı değil miydim?
Reklam
"Sesini tanıdım,ruhuma işledi,bir tutuklu hüçresini doldurup ışıldatan bir güneş ışını gibi dolduruverdi ruhumu."
Siz çocuklar anıları feda etmenin ne anlama geldiğini bilmezsiniz. Ama sizler için neler feda edilmez ki!
Sayfa 98
(...) Pauline, benden uzaklaş, bırak beni! Benim yüzümden mutsuz olduğunu bilmektense dünyanın bütün acılarına katlanmayı yeğlerim. Ama belki de yanımda onu kovacak beyaz, güzel eller olmadığı için ruhumu ele geçiriyor şeytan. Hiçbir zaman bir kadın, avutmalarının merhemini sürmedi tenime; bu yüzden bilmiyorum, bu bezginlik anlarında aşkın başımın üstünde kanat çırparak ruhuma yeni yeni güçler verip veremeyeceğini. Bu amansız yazgı belki de yalnızlığımın bir meyvesi; zenginliklerinin bedelini görülmedik acılarla ödeyen, yüzüstü bırakılmış ruhun sancılarından biri. Hafif hazlara hafif acılar yaraşır; uçsuz bucaksız mutluluklara da görülmemiş sıkıntılar. Ne korkunç bir yargı!
ben de kalbinin ne kadar temiz, niyetlerinin ne kadar güzel olduğunun farkındayım
Sayfa 97
Reklam
"İnsan madde ve ruhtan oluşmuştur, hayvanlık onda son bulur meleklik onda başlar."
Belki de sadece aşık olmuştur...
Bu yaratığı acaba hangi asit kadınca şekillerden yoksun bırakmıştı?Güzel yüzlü ve güzel duruşlu olmalıydı.Günah mı, acı mı, yoksa hırs mı onu bu hale getirmişti?Çok mu sevmişti?Süs eşyası ticareti mi yapmıştı, yoksa sadece yosmalık mı?
O rampaların ışığında, boyalı dekorlar arasında oynanmış dramlar değil ama canlı ve sessiz dramlar, yürekleri için için yakmaya devam eden dramlar...
Her şeyi görmeyi, her şeyi bilmeyi, her şeyi anlamayı kendine iş edinen kimselerde gönlün kocamaması seyrek görülen bir hadise değil midir?
Sayfa 100 - Milli Eğitim Yayınları 1965 BaskısıKitabı okuyor
Reklam
Sen bütün ümitlerimin temelindesin.
Sayfa 94 - Milli Eğitim Yayınları 1965 BaskısıKitabı okuyor
Gözlerinden binlerce duygu, binlerce ok gibi saçılıyordu.
Sayfa 92 - Milli Eğitim Yayınları 1965 BaskısıKitabı okuyor
Zamanla hissizleşiyoruz galiba...
Sürekli ağladığını ve hayatta çekilebilecek her acıyı ve çileyi çektiğini, bundan dolayı acıma duygularını kaybettiğini söyleyen kadın, hep sert adımlarla dolaşırdı.
"İkimiz de ruh ile madde arasında sürekli bir uyum bulunan, acı ve zevk konusunda toleranslı olan ender yaratıklardan değil miyiz ?"
"Maddi dünyada olduğu gibi ruhsal dünyada hiçbir şey kesin değildir. Fikirleriniz ne kadar güçlüyse, o kadar etkili olursunuz."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.