Öyle konuşurduk sen İLE ben, o dille - öylesine yakın olurduk ki, bazen, garip bir duygu duyardım : akıllarımız öpüşüyormuş; zihinlerimiz sevişiyormuş gibi - birbirlerinin içine girmiş, orada buldukları yollarda elele yürüyorlarmış gibi..
Ona gitmeyi her zaman çok istiyordum fakat o gel demeden ben artık ona gidemezdim.O gel dese koşardım belki de.Bir mektup,bir kuş yerine ulaşması yeterliydi.Sadece “gel”.