Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betül Duysak

Betül Duysak
@benkisacaBD
Öğretmen
3 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Bu dünyada hiçbir düşmanım yok, çünkü en çetin kavgaları kendi içimde yaşıyorum. Kendim varken bana zarar vermesi muhtemel bir başkasına ihtiyacım yok.
Sayfa 13
Reklam
Benim kaçacak yerim yok. Tüm sınırlarıma kadar kuşatıldım. Sürekli olarak kendi içime doğru koşuyorum. Ne kadar sürecek. Yok olana kadar mı? Kim yok edecek beni? Ben mi?
Sayfa 54
Bir yer var; hani nefesin kesiliyor bir an, etrafinda olan her șey akıp geçiyor ve sen zihninde anlamlandıramıyorsun. Kitap okurken aynı sayfayı defalarca okuyup ne denmek istediğini anlamadığın o yerden bahsediyorum, biliyorsun orayı. Bir yer var; kendine bile uzak, boş bir yer. Bir yer var; en yakının zannettiklerinin bile giremediği bir yer. Böyle ıssız bir yer ama içinde çokça düşünce var, bekleyişler, umutsuzluklar, cinnetler, cinayetler, olmayan hayaller olsun diye çabaladığın ümitler. Bir yer var iște, kimse yok orda ama çok kalabalık.
Sayfa 78

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her zaman böyledir bu. Bir başkasına Bir şey söylemek. O sözlerin bir etkisi olacağını nasıl bekleyebiliriz? İçimizden her zaman akan düşünceler, resimler ve duygular ırmağı, bu azgın ırmak öyle şiddetli ki, bir başkasının bize söylediği bütün sözlerin, eğer o sözler tesadüfen, tamamıyla tesadüfen kendi sözlerimize uymuyorlarsa, sulara kapılıp gitmemesi, unutulmaya terk edilmemesi bir mucize olurdu. Benim için durum farklı mi diye düşündüm. Ben bir başkasına gerçekten kulak verdim mi hiç? Onu söyledikleriyle birlikte içime aldım mı, içimdeki ırmağın yönünün değişmesine izin verdim mi?
Sayfa 133
Ben, çiçeklere bakmasını bilmediğim gibi, kendime bakmasını da bilmiyorum. Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkum edildim. Bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. İnsanların düşmanlara da ihtiyacı vardır dostlarının değerini bilmek için.
Sayfa 78
Reklam
Herkes haklı olduğuna inanıyor ve hiç kimse haklılığını objektif ve hakkaniyetli bir terazide tartmaya yanaşmıyor.
Sayfa 52
Zaman zaman çok yalnızım Kalbiye Arsız sarmaşıklar gibi her sabah Bıkmadan tırmanıyorum güneşin tahta perdesine Mor çiçeklerle açılmak için dünyaya.
Sayfa 24
Bir yetişkin olmak istiyorsun ama senin içinde hala küçük bir çocuk var. Yalnız ve korkmuş...
Sayfa 120
Bir de kendi küçük dünyalarını kurup o dünyada tek başına yaşayanlar vardır. Siz de tanırsınız bu insanları; dedikodudan ve kalp kırmaktan uzak dururlar, çok yakın iki üç dostuyla buluşurlar, bol bol okumaya ve not almaya çalışırlar, karşılık beklemeden sevdikleri ve güvendikleri için tüm üzgünlüklerde ve kırgınlıklarda insanlar ilk olarak onlara koşarlar.
Sayfa 69 - Profil Kitap
Hayatı bir defa daha yaşama hakkım olsaydı, bazı şeyleri hiç bilmek istemezdim. Eskiden kendi kendime düşünür dururdum, bir soru durmadan kurcalardı zihnimi: Bilmek, bir rahmet tecellisi midir, yoksa lanet mi? Cevabından emin değildim. Çünkü acıların sebebi farklı olsa da kökü birdir; bütün dertlerin ilk eşiği, bilmek ve anlamaktır.
Sayfa 22 - Timaş
Reklam
Bir insana yanında olduğumuzu hissettirmek için ona bir şeyler söylememiz gerekmez her zaman. Sadece susarak, gözlerinin içine bakarak, başımızı hafifçe öne eğerek ve aynı boşluğu beraber izleyerek de yanında olduğumuzu hissettirebiliriz insanlara. Eğer becerebiliyorsak ve takatimiz kaldıysa "Her ne koşulda olursa olsun, her ne yapmış olursan ol ve başımıza her ne gelirse gelsin senin yanındayım" diyebilmek karşımızdaki dünya yorgununa verilebilecek en güzel hediyedir.
Sayfa 41
Yani ben, içimi şöyle bir çeksem dünyadan, fena mı olur? Olmaz. Hiç fena olmaz. Öyle kendi içimde kalırım belki bir zaman, süredururken insanlığın sonu gelmez koşusu. Belki kopan bir ipliğin bıraktığı şaşırtıcı boşlukta yaşarım bir zaman. Belki yarım bırakılan bir türkünün söylenmemiş kısmına saklanırım. Belki de daha fazla ayak diremez, dünyanın o gürültücü kalabalıkları arasına karışırım. Belki orada bir arayan olur beni, belki de bir bulan olur, belki de kendi yaralarıma bir saran olur.
Sayfa 64 - Vadi
"Ama beni henüz tanımıyorsun, hikayemi bilmiyorsun." "Haklısın bilmiyorum ama asıl kavgayı içinde yaşayanların yüzlerine vuran o umutsuzluk ve çaresizlik halini o kadar iyi tanıyorum ki."
Sayfa 238 - Profil Kitap
"Acının ödülü büyümedir diyorsunuz yani." Nietzsche onun sözünü kesti. "Hayır, sadece büyüme değil. Güçtür aynı zamanda. Ağacın büyüyebilmesi için fırtınalı havalara ihtiyacı vardır..."
Sayfa 249
Ağzımı hafifçe açmayı denedim. Dudaklarımı kıpırdatmak istediysemde nafile. Tek bir ses bile çıkmadı. Denedim ama olmadı, bağıramadım. Harfler amaçsızca kafamın içinde dönüyordu ve bir süre sonra anlamlı bir kelimeye, sese dönüşemeden can verip yığılıyorlardı. Cansız harflerin üst üste yığıldığı bir toplu mezar olmuştu zihnim. İnsanın söylemek istediklerini söyleyebilmesi nasıl da büyük bir nimetmiş meğer o zaman anladım.
Sayfa 22
"Gönülden kopan bir söz insanı üç kış ısıtır." denir, eğer hâlâ üşüyorsa dördüncü kış gelmiş demektir.
Reklam
Umut, kaçıncı kaburga kemiğinde tükenir. Ne kadar inceldiğinde tükenir, hangi incelik kırılma anını başlatır. Ki sen ne kadar incesindir de kırıldığını bile susarsın, diyemezsin, içine doğru bakarsın. Umut yalnızlığın ilacıdır da, ne zamana kadar. Ne kadar yalnızlığın ilacıdır, yalnızlığın ne kadarının ilacıdır, yalnızlığın kaçıncı evresinde tüketir kendisini, hem de seni?
Sayfa 60 - Ketebe
Bu öyle bir imtihan ki kitaba bakmak serbest. Gökyüzünden, denizlerden ve dağlardan kopya çekmek de. Bu öyle bir imtihan ki yeryüzünün her köşesinde başında gözetmenler olmadan girebilirsin. Her dilde yazabilirsin cevaplarını. İsmini yazmayı bile unutsan cevapların geçerli. Bu öyle bir imtihan ki dört yanlış bir doğruyu götürmüyor, bir doğru on yanlışı siliyor. İptal edilmesi mümkün olmayan bir sınav bu, gizli soruların çalınması mümkün olmayan! Üç saat on beş dakika sürmüyor sınav, son nefesine kadar soruları cevaplayabilirsin. Sınavdan çıkmak yok hemen, hep sınav içindesin. Katı kuralları yok. Sınav esnasında konuşabilirsin, yemek yiyebilirsin, bilenlere sorabilirsin cevapları. En önemlisi beş seçenek içinde saklanmıyor "doğru". İki seçenek var yalnız önünde. Siyah ve beyaz. Bütün yapacağın teslim olmak aydınlığa.
Sayfa 101
- Göklerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez Allah'a secde ederler. Gölgeleri de sabah akşam (uzayıp kısalarak O'na secde etmektedirler.)'' - Demek gölgeler çağırıyor bizi. Peşimizde olmaları bu yüzden. - Evet gölgeler çağırıyor! - Allahuekber!
Sayfa 69