Hümanist dünya görüşü esasen insanları geleneğe, vahye karşı kışkırtan bir akım. İnsanı ilah konumuna getiren, vahiyden ve gelenekten, ahiret düşüncesinden koparan bir şey...
Hümanizma böyleyse eğer, bu durumda insanı, insan aklını bir hiçe indiren önceki dönemin bir sonucu olsa gerek. Vahiy insan aklına hitap etti, insanı önemsedi ancak elçilerden sonraki vahyin temsilcileri insanı ve insan aklını inkar etti.
Şasa'nın eleştirdiği nokta daha çok şu:
Kolej eğitimini aldığı dönemde Batı düşüncesinin hümanizm başlığı altında sanatı, felsefeyi ve bilimi putlaştırıp bir çeşit din haline getirmesi.
İzzetbegoviç'in sözleri tam bu noktaya parmak basıyor: "Tek tek insanları sevemeyenler, insanlık (hümanizm) kavramını icat etmişlerdir;hem kullanmak hem de rahatlamak için."
Kitap başlarda eğlenceli olsa da yazarın intiharından birkaç ay önce yazdığı son kitap olmasından dolayı yazarın ruhsal bunalımlarını kitabın bazı yerlerinde yakalamak mümkün. Ben her ne kadar uzun sürede okusam da tek solukta bitirilebilecek muhteşem bir kitap.
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020238bin okunma
Bazı kitaplar vardır, neresinden başladığın çok önemlidir. Kendi adıma kitaba yanlış yerden başladığımı itiraf edebilirim.
Eserin başında Sadık Hidayet ile ilgili genel bir bilgilendirme yapılmış ancak kitabı daha iyi anlamak için eserin sonunda yer alan yazarla ilgili önemli bilgileri okuyarak esere başlamanız kitabı daha iyi anlamanıza vesile
Kitaba başlamadan incelemelere bir bakayım dedim. Dediğiniz gibi önce biyografiyi okudum. Ve şimdi yazarın anlattıklarını daha iyi anlıyorum. Keşke intihar etmeseydi. Frankl' ın logoterapisi ona iyi gelebilirmiş.
"Çok" okumaya övgü, entelektüel bir basiretsizliği işaret ediyor. Tıpkı "çok" içki içmenin kültürel bir noksanlığı işaret etmesi gibi. Kültürsüzlüğün en belirgin örneği "saymanlık" görevini üstlenmek. Hızlı okuma teknikleri, çok kitap okuma fetişi, kötü bir fanatizmin belirtisi …