Kalmaksa sadece senin için kalırım. Bağlılıksa sadece sana bağlılık. Affetmekse sadece sana affetmek. Körlükse sadece sana körlük, sağırlıksa sadece sana sağırlık. Anla şunu, her şey sana. Başka kimseye değil sadece sana...
Sende kendime ait birşeyler buluyorum.
Bir resim, gizemli bir gülüş, naz, kapris, güzellik.
Hayır, bunlar sen değilsin.
Sen bu değilsin.
Farklı birşey.
Biblolar, kitaplar, kartpostallar, şiir defterin.
Hayır, bunlar da değil.
Evet sende kendime ait birşey buluyorum.
Şu çılgın fikirlerin, ya da umarsız davranışların.
Yapılmaması gereken şeyleri yapman, yolda sigara içmen mesela.
Ne bileyim, renkler eklemek istemen kırlangıcın kanadına,
her akşam balkonunda dudak payı bırakılmış hüznü yudumlaman.
Bazen de yüzünde bir karış melalle görmem seni.
İşte bunlar sensin.
Bitmez tükenmez hayallerin, merakın, hobilerin, yakınmaların,
aşıkların ve her seferinde sana yenilen gözlerim.
Konu-komşu, dedikodu kimin umurunda.
İkide bir yüzüme çarpılan bir günah gibisin.
Yine de seviyorum seni,
aklının eremeyeceği kadar.
Kalbime sığmaz oldun.
Sevgi kalbin oksijenidir. Bizim hikayemiz sevgisizliğin dayatıldığı, şüphelerin tek delil kabul edildiği bir çağda başladı. Nasıl ki her çiçeğin açacağı vakit takdir-i ilahidir her insanın da çiçek açtığı kalp onun toprağıdır. O toprakta bir damla suya muhtaç sevgiler filizlenmeye başlardı. Kararan kalpler vardı her hatada yeniden büyüyen. Her yanlış bir nakış sözünün hiçbir nakışa benzemeyen tablosunu serdiler önümüze. Bu güzeldir dediler. Ama henüz güzel nedir bilmeyenler güzeli istediler.
Senin tahminlerinin doğru çıktığı, ıhlamurların çiçek açtığı zamanda biz en güzel hikayemize başladık. Yüreğimiz Süleymaniye'nin rüzgarında ferahlarken ben seni seyrediyordum her şey o an yeniden başlıyordu. Zamanı durduramıyorduk fakat en güzel hatıralarımızı o vaktin bir lahzasına işlemiştik. Yine de biz nasibimize düşeni almaktan gayri razı olunmuş iki kalple koskocaman alemde küçücük şehirlerimize yol alıyorduk.
🤍En sonunda o zarfı verdiğin istasyon hasret kelimesinin gözlerimize memleket kadar düşmesiydi. Hikayelerimiz hikayemiz oldu.(B)
Daha dokunmadan kurudu irem
Çöllere bir türlü yağamıyorum
Yeni bir koşunun başlangıcında
Biraz deprem sonrası
Biraz şehir hülyası
Bir kalp yangınından geriye kalan
Siyah gözlerine beni de götür
Artık bu yerlere sığamıyorum
"Aşk dünyanın sonsuz değişkenliğidir.
Yalan, nefret hatta cinayet ondan örülmüştür
Karşıtların kaçınılmaz olarak çiçek açmasıdır.
Hafif kan kokan muhteşem bir güldür. "