Daha çok romanları ile bilinen yazarın birçok öykü kitabı mevcuttur. Romanlarındaki romantik havanın ve nahif karakterlerin yerini, eleştirel gerçeklik ve toplum alır. Sabahattin Ali bu kitabında emeğin ne kadar ucuz görülmesinden, umudun insanlar için ne kadar değerli olduğundan , insan canının maalesef ki ne kadar önemsiz sayılmasında, sanatın gelişememesinden, artık çürümüş olan düzenden ,doğal çevreye verdiğimiz zarardan, kaybolan güzelliklerden , yobazlaşan sistemden eleştirel bir tutumla bahseder. Gerçekleri bu kadar net bir şekilde insanın suratına çarptığı için ,birilerini rahatsız etmiş olmalı ki 1947 yılında yönetime başkaldırı gerekçesiyle yasaklanıyor.
Kitap 13 öykü ve 4 masaldan oluşur. Masallarında öykülerine kıyasla daha ince bir eleştiri var. Bana göre en nokta atışı olup, aslında bir nevi günümüzü de yansıtan masalı , kitabın sonunda yer alan ve kitaba ismini veren Sırça Köşk.
Kitabın şu son cümlesi de her şeyi anlatıyor aslında:
''Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onu yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayım. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.''