Hem tatlı hem ekşi kokuyordu oda, sanki acılar içindeki binlerce insan ter döke döke yatmış, ki muhtemelen yatmıştı, sonra da pis ayaklarıyla yerde gül ezmiş gibi.
Daha kaç erkek tanımalıydı ki, erkekleri yeterince tanımış olmak için? Kaç kitap okuyunca âlim, kaç diyar görünce gezgin, kaç tekrarla yıpranınca müzmin olurdu insan?