Varlıkla yokluk arasında bir yerdeyim,
İki derenin ortasında,
körpe, çorak bir toprak yatağım,
üzerinde bitmeyen kuru ot da bedenim.
Gölgelerin üzerinde yükselirim,
Gün ışığı gördüğümde tükenirim.
Varlıkla yokluk arasında bir yerdeyim.
Sonsuzluğa uzanıyor burada her şey
Zaman denilen bir kavram yok
Bazen yavaşlıyor, susuyor rüzgar,
bazense hiç
#kitapyorumu #seldaileoku
#bitmeyengece
HAYATIMIN EN BERBAT GECELERİNDEN BİRİYDİ. KİTABIN ADI GİBİ BENİM DE GECEM BİTMEDİ.
TEPEDEN TIRNAĞA UYUŞMUŞ DURUMDAYIM.
.
Of ki of. Bu kitap nasıl anlatılır ki, bilemiyorum. Bildiğim tek gerçek var o da kitabın beni fazlasıyla sarsmış olduğu... 25 yıl önce yaşanan ve şimdiki zamanda olan iki tecavüz
Sait Faik yalnız bir adamdır,yaşamın tekdüzeliğinden sıkılmış,yanlız ama mutlu bir adam...İyi bir gözlemcidir ;yaşamı ve insanın hallerini seyreder,öyküleri gerçek yaşamından gözlemlerinden kesitlerdir, kurgu yok gibidir.Derin bir insan,hayvan ve doğa sevgisine sahiptir,bunu eserlerine sade akıcı ve samimi bir dille yansıtır. Bir ada insanı
Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasından güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül.
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül.
Yahya Kemal BEYATLI
“İşleri yaratanın da yüklenenin de kendimiz olduğunu gayet iyi anlayıp onlarla uğraşmaktan ve onlar tarafından alıkonmaktan kurtulacağımız bir gün elbet gelecek. Çalışmak: birikim yapmak, hiçbir kariyer fırsatını kaçırmamak için hep pusuda beklemek, bir mevkiye göz dikmek, iş yetiştirmek, rakipleri düşünüp endişelenmek. Bunu yap, şunu görmeye git, öbürünü davet et: sosyal ilişkilerdeki baskılar, kültürel modalar, iş yoğunluğu... Her zaman bir şeyler yapmak, peki ya “olmak”? Bunu sonraya bırakırız çünkü hep daha iyisi, daha acili, daha öncelikli olanı vardır. Var olmak yarına kadar bekleyebilir. Ancak yarın da öbür günün işlerini getirir. Bitmeyen karanlık bir tünel. Ve buna yaşamak derler. Bu hâl öyle baskındır ki, boş zamanlarda bile bu takıntılı durumun izleri görülür: aşırı derecede spor yapmak, uyarıcılar yardımıyla dinlenmek, pahalı akşam yemekleri, yoğun gece hayatı, ateş pahası tatiller. Bu tünelden insan ya melankoliyle ya da ölümle çıkar.”
Merhaba arkadaşlar bayram sonrası macera dolu bir okuma ile sizlerleyim. Macera dolu fantastik okuma yapmayalı epey zaman oldu.
İlk kitabı gizemi keşfederek geçerken ikinci kitap gizemli güç ile büyük mücadeleyi anlatıyor.
İlk kitabı okuma fırsatım olmadı kitap bağımsızda okunuyor. Konuya hemen hakim olunuyor.
Akıcı dili heyecan ve macera dolu bir fantastik kurgusu ile severek okudum. Türü sevenlere tavsiye ederim.
Bitmeyen macareyı mutlaka okuyun okutun.
Gordios yatılı bölge okulunun kapatılması ile ilgili raporu göz ardı eden baş danışman olacaklardan henüz haberdar değildi.
Profesör Charles Brain Rose detaylı anlattığı raporunun çöp olacağını bilmeden, gelmekte olan tehlikeyi insanlara anlattığını zannediyordu.
Gordiosta olan geçit elektro manyetik korumalarla korunsada gizemli güçler yansımalarla dünyayı ele geçirmek için ellerinden geleni yapıyordu. Okuldaki gizemli olaylar sadece başlangıçtı buna engel olacak profesör ve ekibi ile 5 genç önceki tecrübelerinden yola çıkarak olacaklara engel olmaya çalışıyorlar.
Yansıma olan insanlar gerçekleri ile ayırt edilemezken kiminle mücadele edileceğini bulmak güç. Bunca güçlüğe rağmen kurtulmak için büyük mücadele verildi ama kolay değildi.
Savaşı önce kalplerimizle kazanmalıyız.
Denizin dibine iki yüz metreden sonra yedi rengin yalnız moru girer. Orada hiç bitmeyen lacivert bir gece vardır. Bu gecenin içindeki canlıların ışıkları kendiliklerindendir, yıldızlar gibi.