"Hüzünlerimiz evimiz olsun
Gözlerimiz evimizin penceresi
Bedenlerimiz birer kor
Ve ruhlarımız bir
Sarılalım yine
Dünya yokmuşçasına cennette kalalım
En anlamsız eylemlerimizde yine değerli anlar yaratalım
Konuşalım,susalım, gülelim, ağlayalım
Hiçbirinde bir başkası hizsetmeyelim
Sevip sevişelim"
Vahşi doğanın neredeyse yok edildiği en uç durumlarda, kadınların şizoid bir bozulmaya ve/veya bir psikoza yenilmeleri mümkündür.Durup dururken yatakta kalabilir, kalkmayı reddedebilir, sabahlığıyla etrafta dolaşabilir, dalgınlıktan kül tablasında üç tane yanık sigara bırakabilir, ağlayabilir ve ağlamaktan kendini alamayabilir, sokaklarda saçı başı dağınık gezebilir, etrafta sürtmek için birdenbire ailesini terk edebilir. İntihar eğilimleri duyabilir, kazara ya da bilerek kendini öldürebilir. Ama çok sık olarak, sadece uyuşuk ve hissizdir. Kendini iyi ya da kötü hissetmez, sadece hiçbir şey hissetmez.
Onun düzene koymak dediği, düzensizliği gizlemek, ortalıkta sürüklenen şeyleri yastıkların arkasına saklamak ya da en olmayacak eşyaları büfenin üzerine dizmekten ibaretti.
Ablacım, temizlik dediğin şey zaten görünmeyen kirdir yoksa temiz diye bir şey var mıdır sanıyorsunuz? Felsefe yaptırmayın bana şimdi, odamın temiz-miş gibi gözükmesinin altında nice manalar yattığını bir bilseydiniz, elinize süpürgeyi almaya utanır, bu temiz-miş'liğe katkıda bulunurdunuz!