Mavi Sürgün ile Cevat Şakir’in naif ruhunu tanıma imkanı buluyoruz.Doğaya,insanlara bakışını;toprağa,denize özlemini,sabırla olayların üstesinden gelişini bir film gibi izliyoruz.
Dünyanın çeşitli yerlerinden bitki ve ağaç tohumları getirtip onları binbir özenle yetiştirdiğini öğrendim mesela bu kitapla.Bir dalı kırılsa kolum kırılmışçasına üzülürüm,diyor o kadar seviyor ağaçları.
Her satırında entellektüel kişiliğini görebiliyoruz,üç dilde kitaplar okuyabiliyor;zaten çevirmenlik de yapıyor.
O kadar duygu yüklü ki satırları kitap bitse de sözcükler dört dönüyor zihninizde.Gidip gidip tekrar okumak istiyor insan,beslenmek için o dünyayla.
Türkçesi öylesine yalın ki her sözcüğün yaşattığı ruhu içinize çekebiliyorsunuz.
Okullarda okutulmalı Halikarnas Balıkçısı,doğayı tanıyabilmek,özündeki ‘can’ı anlatabilmek için.O zaman bir dalını,çiçeğini koparmayla canı acır insanın el sürmez ağaca .