Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burak

"İnsanların yeryüzüne bir görevle geldikleri doğruysa, ben başaramadım onun yanındaki görevimi." / Milena
Reklam
Yazabileceğin en güzel şeyi yazmışsın belki de, sana teşekkür etmek istiyorum, kimse alıkoyamaz beni bundan. "Biliyorum, sen beni ..." demişsin, sağ ol Milena.
Yanılmıyorsam, birbirimize mektup yazmaktan vazgeçsek iyi olacak... Yaşamın tek çıkar yolu susmak; burada ve orada...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kesin olarak bildiğimiz az bir şey vardır şu yeryüzünde ama şunu iyi biliyoruz Milena: Biz hiçbir zaman bir arada olamayacağız; aynı kentte bile olamayacağız.
Umut kırıklığına uğramış bir hayvan gibiyim; kaçıyorum, gücümün yettiği kadar koşarak kaçıyorum artık. Yalnız şunu düşünerek kaçıyorum; “Onu da birlikte götürebilsem” diyorum, “onun olduğu yerde karanlık olur mu hiç?"
Reklam
"Her şey olabilir, ama beni yitirmen? Bu olamaz işte." / Milena
Demek çiçek gönderdiler sana? Üzüldüm; üzüntümden ne çiçeği olduğunu çıkaramadım yazından. Odanda duruyor, öyle mi? Dediğim gibi, odandaki dolap olsaydım; güpegündüz, birdenbire çıkıverirdim odandan. O çiçekler soluncaya değin dışarıda dururdum hiç değilse.
Seni sevip sevmediğimi soruyorsun durmadan. Çok güç bunun karşılığını vermek, mektupla hiç verilemez. Eğer bu yakınlarda yüz yüze gelirsek; soluğum kesilmezse söylerim.
Bu elle tutulamayan, bu korkunç sorumluluk durumunu bütün acılarıyla yüklenen biri olacağım yerde, sözgelişi odandaki, o her zaman seni görebilen mutlu dolap olsam, ne iyi olurdu; seyrederdim seni, koltukta oturuşunu, mektup yazışını, yatışını ya da uykuya dalışını.
Reklam
Oysa ben bütün vakitlerimi, bütün vaktimden daha çoğunu, yeryüzünün bütün vakitlerini sana ayırmak istiyorum. Seni düşünmek, seni yaşamak için.
Başarı, ün, para, güç bunları elde etmek için varımızı yoğumuzu veririz; sevmeyi öğrenmek içinse hiçbir şey yapmayız. Acaba bu tutum, para ve ün getiren şeylerin öğrenilmeye değer, 'yalnız' ruhu zenginleştiren ama çağımızın ölçülerine göre kar getirmez bir şey olan sevginin, uğrunda çok şey harcayamayacağımız bir 'lüks' sayılmasından mı kaynaklanmaktadır?
Sayfa 15 - Payel YayınlarıKitabı okudu
Ekinimiz tümüyle satın alma açlığı üzerine, alanın da, verenin de isteyerek girdiği bir alışveriş anlayışı üzerine kurulmuştur. Çağımızın insanı vitrinlere bakmakla, peşin olsun, taksitle olsun alabileceği her şeyi satın almakla mutlu olabilmektedir. Çağımızdaki insanlar, öbür insanlara da aynı açıdan bakarlar. Erkek için çekici bir kız -kadın için de çekici bir erkek- peşinden koşulacak ganimetlerdir. "Çekicilik" çoğu zaman, kişilik pazarında çok tutulan, çok aranan özelliklerden yapılmış bir pakettir. Kişiyi çekici yapan şeyler, gerek vücut gerekse kafa bakımından zamanın modasına bağlıdır. ... İki kişi, böylece kendi satınalma güçlerine göre pazardaki en iyi nesneyi bulduklarına inandıkları gün, aşık olurlar birbirlerine. Gerçek mülk satın alırken olduğu gibi bu alışverişte de sonradan geliştirilecek özellikler oldukça önemli bir rol oynar. Alışveirş üstüne dönen, maddesel değerlerin üstün değerler olduğu bir ekinde insanlararası ilişkilerin de mal mülk ve iş pazarında geçerli olan yöntemlere göre yönetilmesine şaşmamak gerekir.
Sayfa 12 - Payel YayınlarıKitabı okudu
Hitler döneminde önemli bir görevi üstlenmiş olan Eichmann, yüz binlerce Yahudiyi ölüme göndermiştir. Eichmann Yahudilerden nefret etmiyordu. Daha doğrusu o, kimseyi sevmiyor ve kimseden nefret etmiyor, yalnızca 'görevini yerine getiriyordu' Yahudilerin Almanya'dan atılma belgelerini hazırlarken de, onları ölüme gönderirken de özel bazı duygulara kapılmış değildi. Onun için önemli olan, yasalara ve emirlere uymaktı. Suçluluk duygusunu da ancak bu emirlere karşı geldiği zaman duyacaktı. Daha sonra mahkeme önünde yaşamında yalnızca iki kez suçlu hissettiğini açıklamıştı: Bir keresinde öğrenciyken, okulu astığı ve ikinci olarak da, bir hava saldırısı sırasında emre karşı gelerek korunma sığınağına girmediğinde. Canlı olan insan, bir rakam haline dönüştürüldüğü zaman, bürokrat onun durumunu tüm acımasızlığı ile ele alıp, öyle davranacaktır. Çünkü durumuyla ilgilendiği insanla arasında hiçbir insanca ilişki veya bağ kalmamıştır. Bürokratlar bir sadistten daha az utanç duymalarına rağmen onlardan daha tehlikelidirler. Çünkü vicdanları ile görevleri arasında bir çatışma duymazlar. Vicdanları onlara görevlerini yapmalarını emreder. Bu nedenle insanlara karşı herhangi bir duygu ile dolmaları ya da merhamet hissetmeleri söz konusu değildir.
Sayfa 229 - Say KitapKitabı okudu
Çok tüketmek ve daha çok üretmek temeline dayalı endüstri toplumları yaşayabilmek için insanları patolojik sayılabilecek bir tüketim hırsına zorlamaktadırlar. Eğer insanların özgür olabilmeleri, zorlanmalardan kurtulmalarına bağlıysa, ekonomik sistemlerin kökten değiştirilmesi gerekmektedir. Günümüzde, sağlıklı bir ekonomi için hasta insanlara ihtiyaç vardır. Oysa amacımız, sağlıklı insanlar için sağlıklı bir ekonomi kurmak olmalıdır.
Sayfa 218 - Say KitapKitabı okudu
4.778 öğeden 4.711 ile 4.725 arasındakiler gösteriliyor.