Hepimiz siyah giyinmiştik o gün. ağzıma inen tokatı normal buldum, bulmazdım. Bir renk olsun istedim yaydım yüzüme dudağımdan akan kanı. 19’dum 19 parçaya bölündü tüm yüzüm.
kadını o gün cenazede görmenin dayanılmazlığını hala dün gibi hatırlıyorum gün bitsin diye dua etmiştim. sonraki her gün televizyonda onun mutlu haber sunuşlarını seyrettim. yerime seçilmiş olan mıydı yoksa sadece genç bir aşığı ölen tutkulu genç bir kadın mıydı? yerim gerçekten olmuş muydu bilmiyorum sadece çok sevdiği insanı kaybetmiş bir çocuktum
”onun önem verdiği şey görünüşten ziyade kıvrak bir zekâ, ince bir mizah anlayışı ve yüksek entelektüel seviyeydi. özgün düşünceleri olmayan biri, görünüşü ne denli harika olursa olsun çekici gelmiyordu. sonuçta zekâ, ameliyatla artırılabilir bir şey de değildi.”