Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sedriye İptaş

Sabitlenmiş gönderi
Ne çok dikeni vardı ahlat ağacının Tanrım, Ulaşılamazdı, Sen sarılmak istesen ona, O sana sarılamazdı. Ne çok dikenin vardı Tanrım! Ne çok isterdim, Sana sarılamazdım. Ve şöyle derdim o zaman: Ah! (Ah’lar Ağacı)
Ah'lar Ağacı
Ah'lar Ağacı
Reklam
"ne zihnim ne beynim kaldı. Huzursuzum ve ne yapacağımı bilmiyorum. Kara bulutlarla çevrili olduğumu düşün, ışık istiyorum, parlak bir ışık, gökyüzüne yükselmek, yukarılara çıkmak ve yakıcı güneşle yaşamak istiyorum, fakat yolu bulamıyorum ve bu boğucu havada nefes alamıyorum."
"Wagner" diye yazıyordu Gomidas, "Almanya'ya ulusal bir müzik, yabancılara da bir ders verdi" --kendisinin de kendi ülkesi için yapmayı çok istediği bir şey.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dilediğini denemekte özgür olduğu müzik, sanat ve hareketli kozmopolit bir kültür hayatına sahip Berlin'den sonra Eçmiyadzin, umutsuz bir biçimde geri, dar ve boğucu geliyordu.
Sedriye İptaş

Sedriye İptaş

, bir kitabı okumaya başladı
Deliliğin Arkeolojisi - Gomidas
Deliliğin Arkeolojisi - GomidasRita Soulahian Kuyumjian
10/10 · 12 okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Başkalarının Tanrısı
Başkalarının TanrısıMine Söğüt
7.5/10 · 3.203 okunma
İnsanlığın aklı olsa, Ortaçağ'da kadınlardan önce şairleri yakarlardı.
Sayfa 120Kitabı okudu
Hepimizin kaderinde bir cinayet var. Ya işlenmiş ya da işlenecek. Başka birinin ölümü üzerine inşa edilen hayatların zehri akıyor genzimizden. Kutsal kitapların ilk hikâyeleri boşuna cinayetle başlamaz.
Hepimiz köprüleri düşünüyoruz. Geçtiklerimizi, kurduklarımızı, yıktıklarımızı...
Reklam
Hangisi kurtuluş bizim için, emin değilim. Tükürülmek mi yutulmak mı?
Hepimiz telaş içinde kıvranıyorduk. Onaylanmak, ilgi görmek, takdir edilmek, hayranlık uyandırmak için. Bitmek bilmeyen, patolojik bir beğenilme ihtiyacı.
Yıkıldı yıkılacak bir binanın altında. Yıkıldı yıkılacak bir dünyamız var. Yıkıldı yıkılacak bir neşemiz. Biz diye bir şey var burada, bizim diye bir şey.
Hepimizin geçmişinde yarım yamalak bir gerçeklik ve bolca hayal var.
İnsanların dedikodusunu yapma seviyesine gelindiğinde mutsuzluğun kokusu gözeneklerden dışarı taşıyor, kirden beden ağırlaşıyordu.
Sayfa 30
1.213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.