Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Savaşın Yıkıcılığında Bir Anne
1600'lü yılların ilk yarısında Avrupa'da mezhep savaşları ya da 30 yıl savaşları adıyla yıkıcı bir savaş sürmektedir. Savaşın ve peşinden gelen kıtlık ve hastalıkların yol açtığı ölümler sebebiyle nüfusun yarısı ölür.
Cesaret Ana, bu savaşın ortasında üç çocuğu ve savaşan askerlere öte beri sattığı arabasıyla yaşama tutunmaya çabalamaktadır. Bu yokluk ve yıkım anını kazançlı satışlarla avantaja çevirmeye çabalarken bir taraftan da çocuklarını savaştan uzak tutmaya çalışır. Ancak asker ihtiyacının bu kadar yüksek olduğu bir dönemde bu çok da kolay olmayacaktır.
Cesaret Ana ve Çocukları, savaşın yıkıcı yönünü tüm gerçekleri ve çıplaklığıyla göz önüne seren savaş karşıtı edebiyatın önde gelen eserlerindendir. Yazdığı bu tiyatro metninde yazar, savaşta kazançtan çok kayıpların olduğunu; din, mezhep, millet, toprak vs. bahanelere sığınarak çıkarılan savaşlarda mağlup ya da galibin kim olduğunun bir manasının kalmadığını karakterlerin vurucu cümleleriyle gözümüze soka soka anlatır.
Savaş karşıtı edebiyat eserlerini seven okurların kesinlikle okumasını tavsiye ederim.
Bir Gün Daha
BİR GÜN DAHA
Esat KARLIDAĞ
“Bir gün daha, kendimize ve içimizdeki gücümüze olan inancımızı korumak, hayallerimizi gerçekleştirmek için bir fırsattır. Unutmayalım ki her bir gün, yeni bir başlangıç ve yeni bir umuttur.”
Kişisel gelişim türünde okumalar tercih eden ve kendi yolculuğunda yolunu kaybettiğini düşünerek bir rehbere ihtiyaç duyan
Albert Hirschman'ın "Gericiliğin Retoriği" kitabının uzun süredir yeni baskısı yok. Sahafları araştıra araştıra en nihayetinde buldum. Peki neden bu kadar merak ettiğim bir kitap. Çünkü; kitabın ana temasını oluşturan üç önemli tez var. Ve günümüzün siyasi mekanizmasını çok güzel özetliyor. Politik çizginin sağındakiler her zaman
755 syf.
·
Puan vermedi
"Üç Silahşörler", Alexandre Dumas'ın klasikleşmiş eserlerinden biridir ve edebi dünyada önemli bir yere sahiptir. Macera, dostluk, aşk ve entrika ile örülü bu roman, okuyuculara unutulmaz bir zaman geçirme fırsatı sunar.
Hikaye:
Hikaye, genç ve hırslı d'Artagnan'ın Paris'e gelerek ünlü üç silahşörle tanışmasını ve
Merhaba kitap severler;
Hikayemiz 89 sayfadan derlenen kısa bir kurgu ancak, karakterlerden her birinin yakından tanıdıkça altında yatan karanlık taraflarını keşfedeceksiniz.
Kitap Yorumu
İstanbul da köhne bir barda kısa zaman diliminde farklı kişilerin kafa dağıtmaya çalıştıkları eğlence mekanında bir araya gelirler.
Dört saatlik bir zamanda
KEİSNLİKLE OKUYUn
SPOILER ICERIR!!!!!! Kitap çok iyiydi hele sonu aşırı hoşuma gitti umarım en kısa zamanda 2.kitabi okurum gerçekten mukemmeldi okumanızı tavsiye ederim en kısa zamanda okuyun derim ben okul zamanı olmasına rağmen hiç bırakmadan okumaya çalıştım çok gerilmiyosunuz ama sayfaları çok kolay çeviriyorsunuz 2.bolume gelince asıl durumun ne olduğuna çok şaşırmıştım her şeyin yalan çıkmadı gerçekten sasirtucuydu çünkü beklemiyordum ama hizmetcinin yaptığı kesinlikle cesaret isterdi ama ninanin bunları planlaması da ayrı şaşırtıcı kitabın sonlarına doğru adamın öldüğünü tahmin etmiştim ama okuyunca yinede şaşırdım lisaninda hizmetciden yardım istemesi 2.kitabi daha da heyecanlı hale getiriyor yeter artık salın şu hizmetçisi sabıka kaydından olucek kız jdjxjdjdd kesinlikle bu tür seviyorsanız pişman olmazsiniz
Kanayan yaramız yine tecavüz, aile içi psikolojik sorunlar ve daha fazlası...
Kitabımız Ayşa adlı karakterin çocukluğundan yetişkinliğine kadar süreci anlatıyor. Ayşa etrafında dönme hastalığına sahip. Bu hastalığın temel nedeni de çocukluğunda yaşadığı babası sandığı adamın sarhoşken ona dokunması, annesi sandığı kadının onu sevmeyişi ve hep kendini değersiz görmesiyle, hissettirilmesi, sıkıntı ve stresin de etkisi ile ortaya çıkıyor. Ayşa'nın hikayesini okurken bir kez daha anladım ki yazarın da bahsettiği kader motifi hayatımızda çok önemli yer tutuyor. Ayşa kitap boyunca kaderin etkisiyle oradan oraya sürükleniyor bir nevi kendini bulmaya değerli hissetmeye çalışıyor. Gerçek annesini kaybediyor, titizlik hastalığına sahip ve kendi gibi herkesin mutsuz olmasını isteyen teyzesiyle yaşıyor, çocukluğundan beri tanıdığı sevdiği adamı kaybediyor. Zaman zaman umutsuz halini zaman zamanda bütün bu olayların üstesinden gelmeye çalışmasını okuyoruz. Çok güçlü bir karakter olduğunu okurken anlıyorum. Başına gelenlere rağmen hayata sımsıkı tutunuyor, okuyana da cesaret veriyor.
Karakterleriyle, psikolojik sorunların insanları nasıl etkilediğini gösteren, her şeye rağmen güçlü durmayı cesareti teşvik eden bu kitabı ben çok sevdim.
196 syf.
·
Puan vermedi
Konu özeti:Sadece kendin ol!
Kitap samimi, dürüst bir insan olmanın, kendin olabilmenin, aksi takdirde sorunlarından bahsediyor. herkes kendisi olmaya cesaret etmeli. bizi çocukluğumuzdan itibaren yönlendiriyorlar ama bu yanlış. her toplum vatandaşlarının standart, sabit fikirli aptallar olmasını ister. Ayrıca toplumun aklına uymayan bireyler lanetlenip yok edilmelidir düşüncesindeler. ve biz o aptal toplumu bırakıp düşünen insanlar olmalıyız. Kendimiz olmak için İsa'ya Buda'ya ihtiyacımız yok. İç sesimizi bulmalı aslında iç ses olarak bildiğim sesin kime ait olduğunu bulmalı, ona şimdiye kadar bize yol gösterdiği için minnettar olmalı, yolumuzu ayırmalıyız.
Bundan başka kitapda geçen konular arasında ego, utanç hissi, güven gibi duyguların hayatımızdakı rollderinde açıklıyor.
Düşündürücü ve çarpıtıcı bir eser.
Bu eser beni yazarla tanıştıran ilk roman. Kalemi, ifadeleri ve dokunma çabası o kadar hassas ve özel ki kalemini sevmemek elde değil.
Gelelim yorumuma;
Sadakat başlı başına konuşulması en zor mevzulardan biriyken sevgili İnci Aral bunu yalın bir dille yazıya dökmüş. Sadakat, herkesin çevresinde dolaştığı ancak cesaret edip tam olarak düşünmediği bir girdap. Burada Yazar, sevgi bitince ilişki biter ve herkes yollarına gitmeli diye gayet haklı bir yorumu bizlere sunuyor.
Ve o cümleleri, aktarmaya çalıştığı hisler, karakterin o kırılan kabuğun altındaki mağrur duruşu hepsi çok güzeldi... Etkileyiciydi.
Bir yazar daha kazanmanın mutluluğuyla herkese tavsiye ederim.
