tant que je suis belle,
je suis plus vivante que les autres.
güzel olduğum sürece
diğerlerinden daha canlıyım.
cléo de 5 à 7 | 1962
çünkü senin toplumları karıştıran bir yüzün var
ve kalabalıkları peşinden koşturan ihtişamlı yalnızlığın
if memories could be canned, would they also have expiry dates? if so, i hope they last for centuries.
-
hatıralar kutulansaydı onların da son kullanma tarihi olur muydu? eğer öyleyse, asırlar boyu bozulmamalarını isterdim.
chungking express, 1994.
Okur Takip Önerileri
gecenin gerçek olmayan gölgelerinin arasından bildiğimiz gerçek hayat geri gelir. buna kaldığımız yerden de devam etmemiz gerekir ve o bıkkınlık yaratan kalıplaşmış alışkanlıklardaki enerjiye devam etmemiz için iç karartıcı bir his uyandırır içimizde.. ya da gözkapaklarımız bir sabah sırf keyfimize göre yeniden oluşturulan her şeyin yeni biçimler ve renkler edindiği, değiştiği ya da diğer sırlara sahip olduğu, geçmişin ya çok az yeri ya da hiç yeri olmadığı bir dünyaya açılmak ister. biz de her halükarda hiçbir zorunluluk veya pişmanlık hissetmeden, neşede bile mutsuz hatıraların olabileceği, keyif veren hatıraların da bazen acı verebileceğinin bilinciyle hayatta kalmayı umarız.
Sayfa 214
nitekim hemen hemen her mutlulukta ve kesinlikle alınan her hazda acımasızlığın bir yeri vardır.
Sayfa 208
''bana yolladığın kitap o kadar ilgimi çekti ki zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim.''
''evet, beğeneceğini tahmin etmiştim.'' dedi onu davet etmiş olan arkadaşı yerinden kalkarak.
''beğendiğimi söylemedim, harry. ilgimi çekti dedim. arada büyük bir fark var.''
''ah, demek bunu keşfettin?''
Sayfa 206
geçmiş her zaman yok edilebilirdi. pişmanlık, reddetme ya da unutkanlık bunu sağlayabilirdi. ama gelecek kaçınılmazdı. içinde en feci yollara sapacak tutkular, kötülüklerinin gölgelerini gerçek kılacak hayaller vardı.
Sayfa 196
''onun ölümü, inancı için ölmenin tüm güzelliğinin acınası faydasızlığını barındırıyor.''
Sayfa 181
''sadece sığ kişilerin bir duygudan kurtulmak için senelere ihtiyacı olur. kendi efendisi olan bir kişi, bir zevki icat ettiği gibi bir üzüntüyü de sona erdirebilir. duygularımın merhametine kalmak istemiyorum. bunları kullanmak, keyfini çıkarmak ve onlara hükmetmek istiyorum.''
Sayfa 180
''insan hayatın rengini özümsemelidir ama asla ayrıntılarını hatırlamamalıdır. ayrıntılar her zaman kabadır.''
Sayfa 168
insanın kendisini azarlamasının bir zevki vardır. kendimizi suçladığımızda, başka kimsenin bizi suçlamaya hakkı olmadığını düşünürüz.
Sayfa 161
''hissetmediğim bir duygunun taklidini yapabilirim ama beni alev alev yakan bir duyguyu taklit edemem.''
Sayfa 146
''doğamızda aşkı yaratıyorlar. bunu geri istemeye hakları var.''
Sayfa 134
''kültürlü herhangi bir kişinin çağının standardını kabullenmesinin en iğrenç ahlaksızlık olduğunu düşünüyorum.''
Sayfa 132