Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hele kadınların çoğunlukla pek sakin olduklarına inanılır, ama kadınlar da tıpkı erkekler gibi duygu sahibidir. Erkekler gibi onlar da zekâlarını, yeteneklerini işletmek için bir uğraş, eylem alanına gereksinme duyarlar. Üzerlerindeki baskı pek ağır, sürdükleri yaşam pek durgun olursa acı duyarlar bundan, zarar görürler. Onlardan daha ayrıcalıklı olan erkeklerin, “Kadınlar yemek pişirip çorap örmekle, piyano çalıp nakış işlemekle yetinsin,” demeleri dar kafalılıktır! Bir kadın, geleneklerin kendisi için yeterli saydığı şeylerden daha fazlasını yapmak, öğrenmek isterse onu kınamak, alaya almak düşüncesizliktir.
ne okudum ben
Önce çorap. Hayır olmadı. Önce pijamalar çıkarılacaktı. Çünkü neden? Çünkü pijamalarını çıkarmadan çorabını giymeye başlayan bir insan, kendini giyinme eyleminin içinde bulduğu için, pijamalarını çıkarınca onları katlamadan yatağın üstüne fırlatır.
Reklam
Genel olarak kadınların çok daha sakin olması beklenir ama kadınlar da erkeklerin hissettiği gibi hissediyor, kadınların da aynen erkek kardeşleri gibi melekelerini korumak için harekete ve çabalarını göstermek için bir alana ihtiyaçları var, aynen erkekler gibi onlar da katı sınırlardan, sonsuz bir durgunluktan acı çekiyor; o yüzden ayrıcalıklı hemcinslerinin , kadınların kendilerini eve kapatıp puding yapmaları ve çorap yamamaları ya da piyano çalmaları veya çantaları süslemeleri gerektiğini iddia etmeleri gerçekten çok dar kafalılık. Geleneklerin kadın cinsiyetine layık gördüğü görevlerden daha fazlasını yapmaya çalışan, daha fazla şey öğrenmeye çalışan insanları suçlamak ya da onlarla alay etmek çok düşüncesizce bir davranış.
Sayfa 156Kitabı okudu
“Hiçbir zaman kâğıtlarını açmayan insanlarla arka­daşlık etme. Uzak dur. Ne seni nereye sürükleyecekle­rini, ne de ne zaman başına çorap öreceklerini bilirsin. Üstelik kim olduklarını göstermekten kaçınıyorlarsa, onlardan çabuk bıkarsın.”
"Bütün üzüntüler zamanla geçer, dedi. Bir gün üzüntün geçince beni tanımış olduğuna sevineceksin. Hep dostum olarak kalacak, benimle birlikte gülmek isteyeceksin. Koşup pencereyi açacak, gökyüzünde sana benzeyen dostlarını göreceksin. Onların şaşırmasına "Evet, ne olmuş, yıldızlara bakarken gülerim ben." diyeceksin. Seni deli sanacaklar. Başına çorap örmüş olacağım güzelce." - Antoine de Saint-Exupery - Küçük Prens
Bir gün İffet elinde siyah bir çorabı eviriyor çeviriyor, büyükçe bir deliği dikmeye çalışıyordu. "Ne dikiyorsun?" "Ali'nin çorabı- nu." "Ama o delik dikilmez, çok büyük, diksen de giyilmez." "Dik dedi." Ali'nin yanına gittim: "Oğlum, o çorap dikilmez, artık atalım." "Hayır, sakın." "Oğlum!" "Anne, Ezo'yu okutuyoruz. Dönünceye kadar hiçbir şey almayacağım. Kardeşime para gerek…" Anne olmanın tadını çıkarttırıyorlardı bana böyle düşünerek… Doğum günü, yılbaşı… Ali'ye bir hediye alsak, değiştirme kartıyla ya Ezo'ya ya da bana bir şey alıp getiriyordu. Dediğini yaptı. Ezo dönünceye kadar kendine hiçbir şey almadı… Çorap bile!… İkisi de nasıl da hayata bağlanmaya, birbirlerine ve bana destek olmaya çalışıyorlardı. İlk yıl hariç onları bir daha üzgün görmedim. İyi oynuyorlardı… Benim çaresizliğimi görüp, üzmemek için… Bazen beceremiyorlardı mutlu görünmeyi… E, o kadar da olacaktı… Büyük bir travma yaşadılar…
Sayfa 104 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
“Türk aile yapısındaki kadın, tüm aile fertlerinin sorumluluğunu elinde tutan kişiydi; çadırı kurar, çocuklarını yetiştirir, hayvanlarla ilgilenir, onların sütünden yoğurt, tereyağı yapar, kıyafet diker ve çorap örerdi.”
Sayfa 32
Başına çorap örülmemiş, dertsiz, belasız, kaç İslâm ülkesi gösterebilirsiniz? Şevketli imparatorluklardan sonra bu perişan hâle nasıl düştuk? İleri sürülen bir yığın göstermelik sebep sakın bizi aldatmasın. İyi bilelim ki bu İslâm ahlâkından uzaklaşmamızın, asil imanımızı hor görüp kendi elimizle moral kaynaklarımızı tıkamamızın, gafletle, bindiğimiz dalı kesmemizin sonucudur; dünyanın zevk ve sefasına dalmanın, maddi çekişmelerle tefrikaya düşmenin, birbirimize buğzedip sırt çevirmenin, gaflet ve tembelliğin ilahi cezasıdır. Bu ceza, ihlasla tevbe edip tekrar Hakk'a dönmeden, İslâm ahlâk ve ahkâmına sımsıkı sarılmadan üzerimizden asla kaldırılmaz. Kâinatın ilahi kanunlarına ters tutumla muvaffakiyet mümkün değildir.
Sayfa 57
Her şey birbirine bağlıydı, felaket rüzgârları ta uzaktan esmeye başlıyor, bir çöküş çorap söküğü gibi diğerini tetikliyordu...
Sayfa 439Kitabı okudu
Reklam
gerisi çorap söküğü gibi ..
işten değil aşk şiiri yazmak ilk sözü bir bulsam
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okudu
Aile yaraları biraz da böyledir
Ayakkabı vurduğunda ayağının arkasında bir yara açılır, çorap giydiğinde o yara çoraba yapışır, çorabı çıkarttığında kabuk kopar ve tekrar kanar. İyileşmesi zaman alır. Ayakkabıyı çorapsız giyemezsin, çorapla giysen yine yapışır...
Kadınların genellikle çok sakin olmaları beklenir fakat erkekler gibi kadınlar da hissederler; becerilerini geliştirmek için uygulamaya ve çabaları için bir alana, erkek kardeşleri kadar ihtiyaç duyarlar; çok katı bir sınırlandırmanın, çok mutlak bir durağanlığın sıkıntısını, aynı erkeklerin çekeceği gibi çekerler ve onların muhallebi yapıp çorap örmekle, piyano çalıp çanta süslemekle yetinmeleri gerektiğini söylemek, onlardan daha çok ayrıcalığa sahip yoldaşlarının dar görüşlülüğüdür. Geleneklerin kendi cinsiyetleri için gerekli gördüğünden daha fazlasını yapmaya ya da öğrenmeye çabaladıklarında onları küçümsemek ya da onlara gülmek düşüncesizliktir.
Sayfa 99 - Indigo Kitap, 41. baskı, İstanbul, Ağustos 2020
Gördüm derin iç çekişlerini Kendini bir çorap gibi Tersine çevirenlerin.
Sayfa 186 - kırmızı kedi yayınları, üçüncü basım, mart 2014, istanbul
Onlardan daha ayrıcalıklı olan erkeklerin, " Kadınlar yemek pişirip çorap örmekle, piyano çalıp nakış işlemekle yetinsin," demeleri dar kafalılıktır! Bir kadın, geleneklerin kendisi için yeterli saydığı şeylerden daha fazlasını yapmak, öğrenmek isterse onu kınamak, alaya almak düşüncesizliktir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.