Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Reklam
kalbi karalar ..
Gördünüz işte yerde Çürük domatesler gibi ezik, Avuçlarda mıncıklanmış kalbiniz.
Sayfa 47 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Eğer şunun bunun teveccühünden kuvvet bulmaya tenezzül ederseniz, bugününüzü bilmem fakat geleceğiniz çürük olur.
Bense ne içimi yakan rüzgarı Ne denizdeki yangını, ne gökgürültüsünü Duymuş gibi olduğum sesleri de değil Yaşamın gövdesini arıyordum yalnızca Bir çürük dişle alnımdaki İki üç kırışığı yedeğine takmış da.
Sayfa 490 - YKY
Giz
youtu.be/yn-qISd_lLU?si=... "İnsanoğlu canlı bir leş, bir yürüyen pıhtı. Salya, yahut yalan kusan bir ağız; Bir organizma ki kan, irin yalnız. Kocaman bir karın, küçük bir baş: Az düşün, çok ye, sürekli uğraş! Yüreği umutla tutku işlerinin kuyusu, Tutkuyla umudu at, gerisi kan torbası. Beyni acılı bir sinir organı; Onu kaldır, çürük bir kab geri kalanı. Bir sinir pençesinde her eğilimi, Her gülüşü bir kas büzülmesi. Alçalış, ama üstünde gururun cilası; İnsanın hep aç kalan kudurgan ihtiyacı. Hep kirli el, kirlenen bilek, Hep alçak, alçalan bir dilek. Hep zorlayan, kıran, deviren, yok eden... Sonra yok olan bir beden. Böyle bir ağuya karşı sen: "Mutlu Olabildim." desen de hülyadır; Olamazsın; o pek gölgeli bir kuruntudur, tıpkı düş gibi... Olamaz anlayan, gören mutlu!"
Reklam
İlahi çürümenin kokusunu almıyor muyuz? – Tanrıların çürük kokusu bile olsa! Tanrı öldü! Geriye Onun ölüsü kaldı! Tanrıyı biz öldürdük! dusunbil.com/friedrich-nietz...
Takipçi
Senin ve Bruno yoldaşım gibi olanların Tanrı diye adlandırdıkları şey orada. Sabahları diş macunu tüpü, ona Tanrı diyorlar. Çöp kovası, ona Tanrı diyorlar. Ölüm korkusu, ona Tanrı diyorlar. Hiç utanmadan beni bu pislik şeylerle karıştırarak yazmışsın (...) Bir sürü çürük yumurta ve onların tam ortasında Tanrınla çok mutlu bir şekilde gıdaklayan sen.
Sayfa 396 - Can Yayınları
«Bu ülkede edebiyat: kırmızı burnu ve kırmızı şapkasıyla tombul bir cüce. Kitap, korkuya nazaran küçük. Bu ülkede edebiyat bahçeyi süslemeye hazır. Sokaktaki cüce çok şık, içeriği çok çürük.»
Sayfa 42
Dış görünüş çoğu kez yansıtmaz içinin ne olduğunu. Oysa dünya hâlâ süslerle avunup aldanıyor. Hukuku ele alalım: duruşmada en yoz, en çürük dava bile, Etkili bir ses ve sözcüklerle kötülüğü gizlemiyor mu? Dinde de böyle: bir bilgiç ortaya çıkar, iğrenç bir günahı kutsar, Buna da kendine göre, kutsal kitapta bir dayanak arar.
Reklam
Sen çocukluğundan sebepleri görüyor, bilgisizliğinden sebeplere yapışıyorsun . Sebepleri görüyor da müsebbipten (sebebi yaratan) gaflet ediyorsun . Bu hakikati örten, müsebbibin yüzünü gizleyen sebeplere ondan meyletmektesin sen . Sebepler gitti mi başına vurmaya başlar, aman Yarabbi demeye koyulursun . Allah da sana “Hadi, yürü, sebebe git; ne acayip şey, sen beni yarattığım sebepler için andın ha!” der . O vakit kul “Bundan böyle hep seni göreceğim, sebebe, o laftan ibaret saçma şeye bakmayacağım artık” der ama Allah “Seni tekrar sebep âlemine göndersem yine sebebe yapışırsın . Senin için bu, a tövbesinden durmayan ahdi çürük adam! Fakat ben bu işe bakmam, rahmetim boldur . Rahmet etrafında dönüp.dolaşırım, herkese rahmet ederim ben! Senin kötü ahdine bakmam, mademki şimdi bana niyaz ediyorsun, keremimden sana ihsan eder, muradını veririm” der .
Ne zor şu çağda insan olmak. İnsan kalmamamız için ellerinden geleni yapıyorlar. Yenilmiyoruz, yenilmemesine yenilmiyoruz da, hep bir tamam olamama hissi. Bilirsiniz işte. Her şey yarım. Raşit Ulaş'ın o dizeleri gibi bir zaman: "bir çağın çürük kokusunu duydum / genzim yandı." Burası dünya sevgili okur. İnsan olmak artık bir seçim, yine şairin söylediği gibi, öyle uzun değil dünya dediğin. Var olun.
Kitap kokusu aslında çürük kokusu olsa da çoğu kişi bunu güzel bir koku olarak algılar.
“Otorite sevmeyen birinden böyle sözcükler duymak tuhaf geliyor.” “Hepimizin içinde var bir otorite istenci, bir şekilde dışa vuruyoruz bunu, benimki de böyle çıkıveriyor."
Sayfa 106 - Velespit YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.