Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Deniz Sinanoğlu

336 syf.
9/10 puan verdi
·
44 günde okudu
Okuduğum en etkili kitaplardan biriydi. Belki hem kendimde hem de çalıştığım bir çok çocukta bir yerlere dokunduğu İçin bu duyguyu yaşadım okurken. Nakazawa yaptığı ve derlediği çalışmalarla fiziksel rahatsızlıkların çocuklukta yaşanan olumsuz deneyimlerle bağlantısı olup olmadığını araştırıyor. Ve çok çarpıcı sonuçlar elde ediyor. Özellikle
Kesintiye Uğrayan Çocukluk
Kesintiye Uğrayan ÇocuklukDonna Jackson Nakazawa · Diyojen Yayıncılık · 2021408 okunma
Reklam
376 syf.
8/10 puan verdi
·
80 günde okudu
Kitap çocuk merkezli oyun terapisinin teorik arka planını ve uygulamaya dair basamakları anlatan bir kılavuz niteliğinde. Bunun ötesinde diğer oyun terapisi ekollerinden de beslenerek karşılaştırmalar yapıyor. Aslında oyunun tarihinden çocuklar İçin anlamına, oyunun türlerinden oyun terapisinin gelişimine kadar oyuna dair her şey yer alıyor kitapta. Yine de teorik altyapı hakkında yazarın Oyun Terapisi kitabı çok daha faydalı olacaktır. Bu kitabın temel sorularından bazıları: •Oyun terapisi nedir? •Nasıl oyun terapisti olunur? •Bir oyun odası ve oyuncaklar nasıl olmalı? •Çocuğu anlamak için bilmemiz gereken detaylar nelerdir? •Oyun terapisinde sınırlar •Oyun terapisinde temalar •Aile ve öğretmenlerle iş birliği nasıl olmalıdır? Tabi ki birçok oyun terapisi yöntemi var. Ve çocuk merkezli oyun terapisi bunlardan sadece bir tanesi. Ben bir deneyimsel oyun terapisi uygulayıcısı olarak diğer ekolleri de bilmek, teorik altyapılarını anlamak, uygulamadaki farkları görmek ve çocuğa en yararlı olacağınıza, terapist olarak en çok benimsediğinize yönelmenin doğru olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden kitabı okurken, oyun terapisi seansları içinde karşılaştığım çocuk danışanlarımı düşündüm. Her noktada onların ne anlatmak istediğini daha iyi nasıl anlarım diye sorguladım kendimi. Bu açıdan bakıldığında çok yol gösterici bir kaynak olmuş. Oyun terapisi ile çalışan bir uzmansanız, hangi ekolü benimsemiş olursanız olun, size de yol göstereceğine inandığım bir kitap
İleri Düzey Oyun Terapisi
İleri Düzey Oyun TerapisiDee C. Ray · Pinhan Yayıncılık · 201941 okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
“Yaşamım utançlarla doludur. Hatta insan yaşamının ne olduğu hakkında bir fikrim yok” diye başlıyor kitap. Benim için çok hüzünlü bir kitaptı. Çocukluğundan itibaren var olduğu hiçbir yere ait hissetmeyen bir insanın, Yozo’nun hikayesi. “Sanki sadece ben farklıymışım gibi tedirginlik ve korkuya kapılıyorum. Çevremdekilerle neredeyse hiç
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · Karakutu Yayınları · 200634,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
288 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Nijerya askeri diktatörlük yönetiminde... Kambili ve Jaja ise böyle bir ülkede, kendileri ve aileleri arasında sıkışmış bir durumda büyümeye çalışan iki ergen. Katolik bir baba ve onun tüm kurallarına boyun eğen bir anne ile birlikte yaşıyor Jaja ve Kambili. Her hareketleri kontrol altında, her şeyin açıklaması dinde, gün içinde tüm saatleri babaları tarafından planlanmış ve düşünceleri bile sansürlenmiş bir şekilde... Kambili’nin iç konuşmaları, babasının düşüncesini okumasından bile çekinmesi, benim içimi acıttı. Ülkeler büyük ölçekte, aileler ise küçük ölçekte toplumda olan şeyleri yansıtıyor diye düşünürüm hep. Adichie de bu Katolik aile üzerinden ülkesinde olanları, baskıyı, suçlamaları, sıkışmışlıkları, en gerçek haliyle yansıtmış kitabında. Bu iki genç büyüdükleri evin her şeyini o kadar benimsemiş haldeler ki, çünkü çocuklar acı çektikleri görülmediğinde bunu adlandıramazlar, ayaklarına dökülen kaynar suyu bile normal olarak görüyorlar. Ta ki halalarıyla vakit geçirmeye başlayana kadar... İşte o zaman her şey değişiyor. Ve acı çektiklerini fark eden bir yetişkin hayatlarına girmiş oluyor. “Jaja’nın meydan okuması şimdi bana Ifeoma Hala’nın denemek için diktiği mor amberleri hatırlatıyordu: ender bulunan, mis kokan bir özgürlük. Darbeden sonra, Hükümet Meydanı’nda, ellerinde yeşil yapraklar sallayan kalabalıkların şarkısını söylediklerinden farklı bir özgürlük. Yaşanacak bir özgürlük.” Beni hem diliyle hem hikayesiyle çok etkileyen bir kitap oldu. Nihan Kaya’yı ve yazdıklarını sık sık düşündüm kitabı okurken. Biraz da Tara Westover’ın Talebe kitabına gitti zihnim. Önerimdir
Mor Amber
Mor AmberChimamanda Ngozi Adichie · Doğan Kitap · 2019194 okunma
208 syf.
9/10 puan verdi
·
22 günde okudu
0-2 yaş döneminde bir çocuğunuz varsa, ya da ebeveyn adayıysanız mutlaka okumanız gereken bir kitap “Bazen kendinizi çaresiz hissedeceksiniz, bazen de korkacaksınız. Bazı günler doğru yapıyor muyum diye şüpheye düşeceksiniz, bazı günler de varlığını önceden bilmediğiniz bir mutluluk hissedeceksiniz... Onun hayatındaki en önemli insan sizsiniz ve
Hoş Geldin
Hoş GeldinHedvig Montgomery · Domingo Yayınları · 202078 okunma
Reklam
79 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Birbirinden güzel 16 öykü.. Hepsinde sıradan insanların hikayeleri. Herkesin kendinden bir parça bulacağını düşündüğüm hayatlar. Halil Yörükoğlu genç bir yazar ve ilk kitabı Kaçış Rampası. Dili çok sade, öyküler kısacık. Ama o kadar çok duygu barındırıyor ki içinde. Beni en çok etkileyen kısım bu oldu. Hiçbir süsleme, ağdalı bir dil kullanmadan her karakterin deneyimlediklerini, duygularını çok iyi aktarmış. Öyküleri noktaladığı yerler de bana çok anlamlı geldi. Hepsi düşünmeye sevk ediyor okuyucuyu. Keyifle okudum hepsini. “Yanındaki arkadaşı da aynından! Değişmez abicim bu kafa! ‘Aynından’ diye sipariş vermek nedir ya, nasıl yani? Aynı balığı mı seviyorsunuz? İnsan neyi sevdiğine kendisi karar veremezse neden yaşar? Fotokopi mi bu birini pişirip çoğaltalım, değil mi ama?” “Yazmak istiyorum. Benden geriye bir iz kalsın, aklımda durmasın istiyorum. Telefonumu alıyorum elime. Söyleyeceklerim var deyip başlıyorum yazmaya. Yazıyorum. Hem neden yazmayayım ki! Harf sayısını aşınca fazla harflerin üzeri kırmızıyla çiziliyor. ‘Fazlalıklar var, ya fazla harfleri sil ya da yeniden daha basit yaz,’ der gibi duruyor telefonun ekranı karşımda. Yapabilir miyim bunu? Sınırları aşmadan diyeceklerimi yazabilir miyim bilmiyorum.Her şeyin bir sınırı var, yazacağımızın, susacağımızın ve tabi konuşacağımızın. Geçme o sınırı, bak yanıyor kırmızı kırmızı. Üşeniyorum daha basit anlatmaya. Kırılıyor cesaretim. Var olanlar da sınıra takılıyor. Telefonu kapatıyorum.” Öykü severlere tavsiyedir.
Kaçış Rampası
Kaçış RampasıHalil Yörükoğlu · Sel Yayıncılık · 202049 okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
“Basil Hallward, olduğumu sandığım kişidir. Lord Henry, insanların ben sandığı kişidir, Dorian ise belki başka çağda benim olmak istediğim kişidir.” Oscar Wilde romandaki karakterlerin kendiyle bağını bu şekilde dile getiriyor. Ve romanın incelemelerinde bu karakterler Freud’un psikanalitik kuramında kişiliği oluşturan üç yapıyı temsil ettiği
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873,7bin okunma
150 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yaşı kendisinden daha büyük bir kadınla, annesinin arkadaşıyla yaşadığı ilişki ve Cicim (Cheri)’in hikayesi... İhtiyaçlar, ilişkilerindeki dinamikler, hayatlarında olan eksiklikleri birbirlerinden tamamlamaları, içsel konuşmaları çok etkileyici. Kitap boyunca bu ilişki açıklığıyla , derinliğiyle ve özellikle yazarın anlatımıyla beni çok
Cicim
CicimColette · Sel Yayıncılık · 2020194 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Beni değiştiren bir kitap oldu Animal Triste. Bu kadar az sayfaya sonsuz bir zaman aralığı sığdıran bir yazar Monika Maron. Kitaptaki her kelime, her cümle, kendisi dışında yaşamdan çok fazla şey taşıyor. Bir aşk romanı olarak bahsediliyor Animal Triste’den. Aslında evet, iki insanın karşılaşmalarından anlatıcının öyküyü anlatmasına kadar geçen
Animal Triste
Animal TristeMonika Maron · Alef · 2016415 okunma
568 syf.
9/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Bilişsel Davranışçı Terapi’nin uygulamada nasıl kullanıldığına dair bir kılavuz niteliğinde bu kitap. İçerisinde BDT’nin teorik temelleri, etkinliğine dair araştırmalar ve özellikle depresyon tedavisinde nasıl uygulandığına yönelik bölümler var. Bir vakanın değerlendirme görüşmelerinden formülasyonuna, tedavi planlamasından kullanılacak tekniklere ve tedavi sürecinin sonlandırılmasına kadar her bölüm detaylıca incelenmiş. Psikoterapistlerin, teorik bilgileri terapi seanslarında nasıl kullanacağını daha iyi aktarabilmek için sık sık seanslardan konuşmalara yer verilmiş. Hatta diğer bilişsel terapilerin bakış açısına da kısa kısa değiniliyor kitap boyunca. En sonunda yer alan danışanlara yardım kılavuzu, depresyonu ve tedavi sürecini danışanın yaşadığı problemi ve terapi sürecini daha iyi anlayabilmesi için kullanılabilecek bir kaynak niteliğinde. Kendi dilimizde yazılmış çok iyi bir kaynak. Alanda BDT ekolü ile çalışan meslektaşlarıma öneridir
Depresyon
DepresyonM. Hakan Türkçapar · Epsilon Yayınları · 2018102 okunma
Reklam
40 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitapla birlikte sizlerle Suriyeli ressam Nizar Ali Badr’ı tanıştırmak istiyorum. 35 yıldır sahillerden topladığı taşlarla sanat eserleri oluşturuyor o. Hatta fotoğraf makinası olmadığı İçin bir hikaye yarattıktan sonra biraz bakıp, onları bozup yeni bir hikaye yarattığını söylüyor kendisi. Savaşın sesi ve görüntüsünü taşlarda canlandırıyor adeta. Kendisi ise yaşadığı kaygıyı ve onu uykusuz bırakan diğer tüm duygularını taşlarla dışa yansıttığını söylüyor. Ben bu kitap sayesinde onunla tanıştım ve bu dokunaklı işlerini görünce iyi ki dedim. Yazar Margriet Ruurs, Nizar Ali Badr ile iletişime geçerek kitabında onun eserlerini kullanmak istediğini anlatıyor ve böylece Taştan Adımlar kitabı ortaya çıkıyor. Kitapta savaş yüzünden göç etmek zorunda kalan bir ailenin yolculuğu anlatılıyor, hem de küçük çocukları Rama’nın gözünden. Onun bazı şeyleri anlamlandıramayışı, korkusu, geride bıraktıklarına bakışı, küçük mutluluklarıyla birlikte bu göç yolculuğunu ve savaşın bir ailede bıraktığı etkileri görüyoruz. “Kim evini, doğup büyüdüğü yerleri bırakıp gitmek ister ki? Ama savaş kapınıza dayandıysa, bazen başka yol kalmaz.” 7 yaş üzeri için uygun olan bu kitabı ailecek okuyabilirsiniz
Taştan Adımlar
Taştan AdımlarMargriet Ruurs · Nesin Yayınevi · 201749 okunma
264 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kitap liseye giden iki gencin birbirleri, çevreleri ve hayatla kurdukları ilişkiyi anlatıyor. Ama karakterler ve döneme biraz daha ayrıntılı baktığımızda bundan daha fazlası var kitapta. Sanırım bazıları tarafından çok sevilmesi bazıları tarafından beğenilmemesi de bu yüzden. Ben genelde okuduğum kitaplarda var olanın altında yatanı merak ederim. Bu yüzden Sally Rooney’in bu kitabını da öyle görmeye, hakkında okuma yapmaya çalıştım. Connell ve Marianne’in ilişkilerindeki iniş çıkışları, mesafeleri görürken, bir yandan da sınıfsal farkların gençler üzerindeki etkisine tanık oluyoruz. Bir tarafta ekonomik durumu daha kötü olan ve bu açığı sosyal kabulle sağlamaya çalışan, bu yüzden de uyum sağlayan ve bunun bozulmaması İçin kendi hislerinin peşinden gidemeyen Connell’i, diğer yanda ise toplumun gözünde daha üst bir sınıfta yer alan, uyum sağlamaktansa tuhaf olarak etiketlenmeye razı olan, ailesinin yarattığı boşlukları kendi içinde doldurmaya çalışan Marianne’i görüyoruz. Toplumsal durumun gençler üzerindeki etkilerini çok iyi anlatıyor bence kitap. Connell’in son bölümlerde yaşadığı ruhsal problemler, gelecekten ümitsizliği hiç de yabancı gelmedi bana ne yazık ki. Marianne’in ise ona yüklenen suçlulukla mücadelesi, bu suçluluğu benimsemesi, kendini değersizleştirmesi, tüm bunlardan dolayı cinsel olarak cezalandırılmak istemesi... Bunlar gerçekten çok gerçek ve çok acıydı. Rooney’in çok samimi bir anlatımı var. Bu yüzden okurken su gibi aktı diyebilirim. Bana biraz da Elena Ferrante’yi andırdı hikaye kurgulanışı ve dil yönünden. Okumak isteyenler buyursun
Normal İnsanlar
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196,2bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Mutluluk gerçekte nedir? Büyük bir aile, sağlıklı bir yaşam, sahip olunanlar, tek başına yaşamak, özgür olmak mutlu olmayı nasıl etkileyebilir? Peki toplum sizin mutluluk tanımınıza nasıl bakar? İnandığınız şeyleri var edebildiğinizde bile mutlu olamamak mümkün mü? Doris Lessing kitabında aile, çocukluk, ebeveynlik, toplum
Beşinci Çocuk
Beşinci ÇocukDoris Lessing · Delidolu Yayınevi · 2019489 okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
1518 yılında Strasbourg’da, açlık ve sefaletin insanları cinayete sürükleyen bir yoksulluğun var olduğu bir dönemde, acısını dışavuramayan bir kadın kendini dışarıya atıp dans etmeye başlar. Onunla birlikte her gün bu sayı artmaya başladı. Strasbourg sokaklarında hemen hemen 400 kişi ölene kadar bedenini hareket ettirmeye, dans etmeye başladı.
Dansa Davet
Dansa DavetJean Teule · Sel Yayıncılık · 20204,712 okunma
480 syf.
7/10 puan verdi
Bu sene Türk Edebiyatı’ndan uzun zamandır okumak isteyip ertelediğim kitapları okumayı hedeflemiştim. Sinekli Bakkal da listemin en başındaydı. II. Abdülhamit döneminde geçen hikaye dönemin karmaşıklığını, insanların içsel çatışmalarının günlük hayata yansımasını, değişmekte olan bir ülkenin bu değişime nasıl ayak uydurmaya çalıştığını anlatıyor aslında. Batılılaşma, modernleşme ile geleneklere bağlı kalma arasında gidip gelen insanlarla tanışıyoruz roman boyunca. Halide Edip’in de kendi içerisinde bu gelgitleri yaşadığı öngörülüyor hatta. Yazarın iç dünyası romanda hayat buluyor. Hikayeden çok karakterlerdeki yoğun duygusal dönüşüm beni çok etkiledi. Rabia’nın birbirinden tamamen farklı iki kök tarafından yeşertilmeye çalışılması ve onun bu ikilik arasında büyümek için alan araması... Sanatın, özellikle müziğin, dönüştürücülüğü ve bağlayıcılığı okuyucuya çok iyi aktarılmış. Halide Edip’in dilinde eski kelimeler çokça olsa da bu okumaya asla engel olmadı diyebilirim. Romanın ilk bölümü benim için çok daha keyifliydi, bu karakterlerin uzun uzun anlatılmasından kaynaklanmış olabilir. Ben okurken o dönemi Rabia, Tevfik, Peregrini, Rakım, Selim Paşa, Vehbi Dede ile birlikte yaşadım. Romandan beklentim de bu yöndeydi.Sizler de dönem romanlarına meraklıysanız mutlaka okumalısınız.
Sinekli Bakkal
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,7bin okunma
101 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.