Sevde Gülnar

Üstelik, en güzel dinlencen uykudur ve pek düşkünsün uykuya; fakat ödün kopar ölümden, ki gelmez bir daha. Uykudan başka bir şey değil. Uykudan. Belki dalarsın bir rüyaya.
Sayfa 250Kitabı okudu
Reklam
Ben keyif aramıyorum. Tanrı’yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum.
Sayfa 238Kitabı okudu
İnsan eğer sorgulamaksızın kabullenmeye şartlandırılmamışsa, mutluluk, gerçekten çok daha zor bir uğraş.
Sayfa 226Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan mutluluk konusunu düşünmek zorunda olmasa, yaşam ne kadar eğlenceli olurdu!
Sayfa 182Kitabı okudu
‘’Umursamışsın umursamamışsın önemi yok,’’ dedi yaşlı madenci, ‘’eğer umursadığın şey sana ait değilse fark etmez.’’
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Ama kafası artık gezegende her şeyin nasıl olabileceğine ya da olması gerektiğine dair fikirleri barındırmıyordu, gerçekte nasıl olduğu varken.
Sayfa 106Kitabı okudu
Ağlamak isterdim. Yazık ki kalbimi bir çölden daha çorak hissediyordum.
La Rochefoucauld:
Kalbimizi aldatan şey çoğu zaman düşüncelerimizdir.
İşte her zaman olduğu gibi hayali acılar gerçek suçların üstüne çıkıyor: Ah! Şu kafamızın yarattığı uydurma tehlikelerle korkunç şeylere kulak asmadan sadece gerçek üzüntülerle yetinseydik yaşam ne kadar güzel ve mutsuzluğumuz ne kadar dayanılır olurdu.
Gözleri olan insanlar mutluluğun ne olduğunu bilmezler.
Reklam
Övgüler olsun sana, ey sonsuz gece, Övgüler sana, sonsuz uyku. Gerçi bizi ısıtan, gün ışığı oldu, Ve uzun kederlerdi solduran.
Sevgi kadar böylesi muazzam ve beklentilerle başlamış olan ama yine de sürekli olarak başarısızlığa uğrayan başka herhangi bir eylem, herhangi bir girişim yoktur.
Sayfa 164Kitabı okudu
Doğumdan ölüme, pazartesiden pazartesiye, sabahtan akşama tüm faaliyetler düzenlenmiş, bir örnek hale getirilmiştir. Böylesi bir düzenin ağına düşen kişi insan olduğunu, tek bir birey olduğunu nasıl hatırlar? Düş kırıklığıyla, üzüntüyle, sevgi özlemi, hiçlik ve ayrı olma korkusuyla doluyken yaşama şansına bir kez sahip olduğunu nasıl aklına getirebilir?
BİNBAŞI- Siz askerdiniz, öyle mi? BECKMANN- Hayır, Binbaşım. DAMAT- Nasıl hayır? Sırtınızda bu üniforma neci? BECKMANN- Evet. Altı sene. Ama ben daima, on yıl bir postacı elbisesi giysem muhakkak postacı mı olmam gerek, diye düşünüyorum.
Sen bana, ‘’Yaşamaya devam et!’’ diyorsun ha? Ben dışarıda, kapıların dışındayım, yine dışında. Dün gece kapıların dışındaydım. Bugün yine dışında. Ben daima kapıların dışındayım. Ve kapılar kapalı.
Reklam
Sana kendimden bahsetmeyi özlüyorum. Kendi kendime konuşmayı öğrenmeliyim.