Yaşamımızın dokusu karmakarışık bir masal, iyiyle kötü yan yana, eğer yanlışlarımız onları kırbaçlamasaydı erdemlerimiz gurur duyardı ve eğer erdemlerimiz onları bağrına basmasaydı suçlarımız umutsuzluğa kapılırdı.
Ne güzeldi onun kemerli kaşlarını,
Şahin gözlerini, dalgalı saçlarını
Gönlümün tuvaline çizmek
Ne kadar başarılıydı yüreğim
Kaydederken yüzündeki her çizgiyi, her anlamı.
Ama şimdi gittiğine göre,
Benim tapınan hayalim kutsamalıdır ondan yadigâr kalanı
İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez. Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şey var olacaktır.
Hayal etmişti, başka açıklama olamazdı, ölen Müdürʼünü düşündüğü için hayal etmişti. Eğer kesin olan bir şey varsa o da Albus Dumbledore'un parlak mavi gözlerinin bir daha asla onu delip geçmeyecek olmasıydı.
Suya versün bağbân gülzârı zahmet çekmesün/ Bir gül açılmaz yüzün tek verse min gülzâre su (Bahçıvan boşuna yorulmasın; gül bahçesini sele versin, mahvetsin. Çünkü bin gül bahçesini sulasa senin yüzün gibi bir gül açılmaz.)