derdiderun

Sabitlenmiş gönderi
Büyükler buyurdu ki; "Namaz var, herşey var. Namaz yok, hiçbir şey yok."
Reklam
Selef, din kardeşleriyle karşılaştıkları zaman birbirlerine hal ve hatır sorduklarında, bununla sadece karşısındakinin Allah Teâlâ'ya hamd ve şükrünü ortaya çıkarmak, bu şekilde onların şükür sevabına ortak olmak isterlerdi. Çünkü onlar, böyle davranmakla karşısındakinin Allah Teâlâ'yı zikretmesine sebep olmaktaydı. Bunun için sen, bir kimseye halini sorduğunda Mevlâ'sından şikayet edip Onun kader ve kazâsına hoşnutsuzluğunu belirteceğini bilirsen sakın ona hal ve hatır sorma. Bu durumda sen onun şikayet ve cehaletine ortak olmuş olursun. Her şeyin mülk ve melekûtu kudret elinde olan, misli ve benzeri olmayan Mevlâ'yı, hiçbir şeye sahip olmayan aciz kula şikayet eden kimse ne kadar çirkin bir iş yapmış olmaktadır.
Sayfa 262
Bir haberde şöyle nakledilmiştir: Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem] bir adama, - Nasıl sabahladın, diye sordu. Adam, Hayır içinde, dedi. Efendimiz ikinci kez sorusunu tekrarlayarak, - Nasıl ne halde sabahladın, diye sordu. Adam tekrar, - Hayır içinde, diye cevap verdi. Allah Resûlü [sallallahu aleyhi vesellem] üçüncü kez, - Nasıl, ne halde sabahladın, diye sorunca adam, Elhamdulillah, Allah'a şükrolsun, hayır içinde, diye cevap verdi. O zaman Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem], - Senden söylemeni istediğim işte bu idi, buyurdular. (Taberânî, el-Mu'cemü'l-Evsat, nr. 4374; Beyhakî, Şuabü'l-İmân, nr. 4448.) Yani Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem], adamın sıhhat ve nimete karşı Allah'a hamd, senâ ve Şükrü açıkça ifade etmesini istedi.
Sayfa 262

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dilin şükrü, Allah Teâlâ'yı güzelce sena etmek, O'na çokça hamd ve Övgüde bulunmak, nimet ve ikramlarını zikredip iyilik ve ihsanlarını yaymak, yüce mülk sahibini yaratıklara, zelil kullara şikayet etmemektir.
Sayfa 262
Bizi bu zulüm çağından Saadet çağına ulaştıracak yeni bir fetih ver Ya Rabbi…Amin
Reklam
Reklam
1.185 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.