"...
Derde devâ da fariğ-i derman iken gelir."
[Derdin devası da gelir ama sen dermandan ümit kesip gönlün kırıldığında, yelkenler suya indiğinde, kulluk ve aczin idrâkine vardığında yani.]
Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
Şimdi: Çekil önümden, diye ferman edersin;
Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez;
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin?
Nereye gideceğimizi düşünseydik bu yola çıkmazdık. Düşünmeye başladığımız anda ne ayaklarımızda ne yüreğimizde bir derman bulabilirdik. Bizi çeken şey, yokluğa gidiyor oluşumuz.