"Aslında Batı için mesele olan şey, geri kalmış diye baktığı ülkelerin derdine derman olmak değil, fakat mevcut sömürü düzeninin sürdürülme imkânlarını 'bilimsel bir tabana' oturtma endişesi ve gayretidir."
Durun! Ben cevberlerimi göstereceğim. Bakayım, Mecnun benim cevherlerimin kıymetini bilirse anlarım ki Mecnun'dur.
Elinde bir kitap. Kitabın bütün cildi sade cevher.
Bu cevhere Mecnun bakmadı. Sade içindeki yazıyı okudu. Hiç takındırmak "Bu nedir" dahi demedi. Cevherci baktı.
-Allah Allah, bu nasıl adam!
Kitabı elinden aldı. Bu defa bir cevher yüzük, pırlanta yüzük getirdi eline. Kaşına bakmadı. Sade içine baktı. Bunu da elinden aldı.
Bu defa bir kılıç indirdi. Bu kılıç öyle bir kılıç ki, asrın en kıymetli kılıcı. Ve el yeri bütün mücevherat. Bu kılıcın hiç başka yerine bakmadı. Sade el yerine baktı.
-Yahu sen nasıl adamsın? Niçin kılıca bakmıyorsun da el yerine...
-Ey cevherci. Ona bakıyorum ki, bunu hangi yiğit eline almış da düşmanını sallamış. Yüzüğün içine bakıyorum ki, hangi güzelin parmağına takılmış. Kitaba bakıyorum ki, hangi hastaya derman olmuş.
Modan Yaylası'na eşkin almadan
Maktele üzerinde sağımız
Karbeyaz Çermik Dağları
Solumuz kan kırmızısında Fırat'tır
Dört mevsim yeşildir orman
Ve toprak çetin
Baharları aşiretler iner Dersim üstünden
Sürü otlatır
Feqi Teyran
Selama min heqîrî sedefek tive te kin
Îro di Cezîre heqq e li Mele kin
Ku ji derba tîre derman heye le kin
Sadeften bir muhafazaya koyup ben hakirin selamını
Cizre’de oturan Mela’ya ulaştırsın olur ki,
Ok yaralarımıza bir çare bulursun
Mela:
Selamen milyaketan behedd u behiseb in
Şubhete aven şetan ji Mela li Mîm û He bin
Hilak în ji zehmetan derman ji lam û be bin
Mela’dan Faki’ye nehirlerin suları kadar
Sayısız meleklerin selamı olsun
Elem ve acıların dermanı tatlı dudaklar olsun
"Aslında Batı için mesele olan şey, geri kalmış diye baktığı ülkelerin derdine derman olmak değil, fakat mevcut sömürü düzeninin sürdürülme imkânlarını "bilimsel bir tabana" oturtma endişesi ve gayretidir."
Senin hislerini eleştirmek ya da yönlendirmek benim haddime değil ama bana ve aşka kusursuz deme. Tam tersi kusurlu olalım. Birbirimizin kusurlarını sevelim. Beni en kırılmış yerimden öp ki yaralara derman olalım. Bundan sonra aşktan beklentim bu . Kapanmaya yüz tutmuş yaraları deşip tekrar kanatmak değil, tam tersi üzerine bastırıp kanamasını engellemek. Yoksa tuz basmak çok kolay. Herkes herkesi acıtmak için var oluyor. Ben ne seni ne de kendimi acıtmak istiyorum. Beni kusurlarımla sev. Kusurlarımı öp.