Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
68
Başında dikenli bir taç var ve sivri bir diken gözlerinden biri çıkarmış. Her şeye kadir ve bağışlayıcı İsa Efendimiz. Meşalenin ışığının şeytan çıkarıcının gözleri önüne serdiği, bir Olmek piramidinin tepesindeki çarmıha gerilmiş İsa'nın yüzü. Kalabalığın ölüme terk ettiği İsa. Fakat İncillerdeki İsa değil o, iyi yürekli çoban değil, hayır, yüreği kendisini katleden, yolunu şaşırmış insanlar için merhametle dolu Mesih değil. Bu İsa, çarmıhta kıvranarak uluyan ve Tanrı'ya sövüp sayan bu yaratık, Şeytan'ın ta kendisi. Olmeklerin belası.
Sayfa 167 - Pegasus
Korkunç saçların var, kir ve toz ile kaplanmış. Kafanda dikenli taç gibi ortada. Bir düğüm gibi yılanlar boynunda dolanmış. Senin Saçlarını sevmiyorum. Ağzınıdır bu istediğim, Yahya. Senin ağzın fildişi kulesinde al saç örgüsü kadar çarpıcı. Fildişi bıçağı ile ikiye bölünmüş nar gibi. Sur bahçelerinde açan ve güllerden daha kırmızı nar çiçekleri bile öyle kırmızı degildir, kızıl sûr gibi ağzın kralların yaklaşımını müjdeleyen ve düşmanı korkutan fakat ağzınla mukayese edilemez... Ağzın, ayaklarıyla cenderelerde kara üzüm ezen şarapçıların, ayaklarından bile daha kırmızıdır. Tapınaklarda yaşayan ve rahiplerin elinden beslenen güvercinlerin ayaklarından daha kırmızı. Ormandaki bir adamın aslanları ve kaplanları ezdikten sonra ayağını o kanda bulamasından daha kırmızı senin o dudakların. Ağzın mercana benzer, balıkçıların denizin alacakaranlığında bulduğu ve krallar için ayırdığı mercanlara...Senin ağzın Filistinlilerin bulduğu filistin madenlerindeki özel krallar için saklanan taşlardan bile daha parlak. Pers kralı'nın kanla boyanmış yayından bile kırmızı senin ağzın. Dünyada hiçbir şey yok ağzından daha kırmızı, izin ver bana öpeyim...
ჩემი რჩეული მსოფლიო
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
İsa, başında dikenli taç ve üstünde kızıl giysilerle göründü. pilatus, "işte insan" dedi. Kahinler başı ve muhafızlar, isa'yı görür görmez , "çarmıha ger" diye bağırmaya başladılar. İşte, "insan", isa çarmıh'a gerilmeden önceki anda görünür. Nietzsche'nin üst insan için değindiği, üzerine en çok düştüğü eseridir. Zerdüşt'ün peşindeki süreci ile varlığı arayışlarına yine devam eder.
Ecce Homo : İnsan Nasıl Kendisi Olur
Ecce Homo : İnsan Nasıl Kendisi OlurFriedrich Nietzsche · Alter Yayıncılık · 20129,7bin okunma
Nietzsche yaşasaydı, delisine bu kez ‘’Şair öldü’’ diye bağırmasını emrederdi belki. Ben de ona, Zerdüşt’ün kendisine güllerden bir taç yapıp İsa’nın dikenli tacını alaya alması gibi, bu topraklarda yazılan hakikî şiirlerinden kendime bir taç yapıp onun bağıran delisine esaslı bir çığlıkla karşılık verirdim. Nihilizmin sebebi olarak Tanrı’yı öldü gösterenler, dolaylı olarak annelerinin yani çığlıklarının yani Meryem’lerinin yittiğini anlatmak isteyenlerdir. Analarla dolu bir diyarda yaşayan kadınlar, her şeye rağmen hâlâ çeyizlerindeki kefenle dünyaya getirecekleri şairleri beklemektedirler. Bu topraklarda şairlerin alıntıları, şiirlerinden akan kefen kanıyla boyanır. Çığlıklarıysa annelerinin rûhi mücerretlerinin şahikâsında dalgalanır. Alınlarını kefen akıyla değil de altınları alıp camları bırakan kişilerin beyazlığıyla boyayanlar, bu topraklarda dünyaya gelemezler. Gelmişlerse ‘’Zerdüşt’’ öyle buyurmuştur.
Annelik özgür seçimin, aşkın, esrikliğin, cüretkar tutkunun meyvesi olduğunda, böyle bir durumda toplumun intikamı hazırdır: O meyvenin ürünü olan masum bir başa dikenli taç giydirip, alnına o iğrenç hakareti kanlı harflerle kazımak; piç!
Sayfa 30 - Agora Kitaplığı
"Ey İsa, dünyanın yaratıcısı ve kralı, bu olanları görüyor musun? Sen gerçekten de eskisinden çok farklı biri mi oldun, kendi kendine karşı bu denli gaddar, bu denli düşmanca?... küfredilirken, yüzüne tükürülürken, alay edilirken, başına dikenli taç takılırken, haydutların arasında çarmıha gerilerken, en ağır aşağılamalarla karşı karşıyayken sana hakarette bulunanlar, taciz edenler için dua ediyordun. Bu kadar değişmiş olduğun doğru mu? ... Senin buyruklarına, senin emirlerine, tam olarak senin öğreticilerinin talep ettiği biçimde riayet etmeyen herkesin suda boğulmasını, iç organlarına kadar kerpetenle parçalanmasını, kısık ateşte kızartılmasını... sen mi buyurdun gerçekten? ... Böyle şeyleri sen emretmiş olsaydın eğer, şeytana yapacak ne kalırdı? Böyle şeyleri, onun yapacağı şeyleri sen yapsaydın eğer, bu tanrıya küfür olmaz mıydı? "
Reklam
Dikenli Taç
Peki Yahudi hahambaşılar Hz. İsa’yı ne ile itham edip tutuklatacaklardı. Peygamberlik iddia ediyor deseler, Romalıların umurunda bile olmayacaktı. “İsterseniz hepiniz peygamberliğinizi ilan edin!” diyeceklerdi. Çünkü Romalıların böyle bir derdi yoktu. Romalıları ilgilendiren şey, toplumun düzenli olması ve kargaşadan uzak bir yönetime sahip olmaktı. Bahane kısa sürede bulundu. Hz. İsa için “krallık iddiasında bulunuyor!” diyeceklerdi. Böylece Romalılar, Hz. İsa’yı kendiler için potansiyel bir tehlike olarak görecek ve kendi elleri ile cezalandıracaklardı. Zaten çarmıh cezası verilirken başına dikenli bir taç takmaları da ona atılan krallık istiyor iftirasının bir neticesi idi.
Geri111
174 öğeden 166 ile 174 arasındakiler gösteriliyor.