Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet kendinizi sevmelisiniz, ancak bunu yaparken karşınızdakine dikkat etmelisiniz! Dikenli tac da bir çiçektir ama her çiçek gül gibi masum değildir..
Reklam
Katolik manastırının her yanı ölümün karanlık ışıltıyla kaplıdır . Özellikle İspanyol manastırı berbattır. Karanlıkta, sisle kaplı kemerlerin, belli belirsiz seçilebilen kubbelerin altında katedraller kadar yüksek, devasa sunaklar belirir; karaltılarin ortasında zincirlerin ucundan büyük beyaz haçlar sarkar, dirseklerinden kemikleri, dizkapaklarından kemik zarları, yaralarından iç organları görünen, yaraları hâlâ kanar gibi görünen, alınlarında yakuttan kan damlaları, gözlerin- de elmastan gözyaşları bulunan, başlarına dikenli gümüş bir taç geçirilmiş, elleri altın çivilerle mıhlanmış o iğrenç ve muhteşem fildişi Isa'lar abanoz panonun üzerinde çırılçıplak bir halde orada sergilenir. Islak gibi görünen elmaslar ve yakutlar, gölgelerinde böğürleri, göğüsleri çile gömleği ve demir uçlu kırbaçla yaralanmış, ezilmiş, dizlerinin derileri dua etmekten sıyrılmış bir halde bekleşen peçeli varlıkları, kendini evli sanan kadınları, kendini melek sanan hayaletleri gözyaşlarına boğarlar. Bu kadınlar düşünürler mi? Hayır. Arzu duyarlar mı? Hayır. Severler mi? Hayır. Yaşarlar mi? Hayır. Sinirleri kemiklere, kemikleri taşlara dönüşmüş, peçeleri gecenin karanlığından örülmüştür. Peçenin altında- ki solukları ölümün hüzünlü son nefesine benzer. Hortlağı andıran bir başrahibe onları hem kutsar hem de korkutur. Orada lekesizlik vahşidir. Işte eski Ispanyol manastirları böyledir. Bu acımasız mekânlar yobazlığın batakhaneleri, bakirelerin mağarasıdır.
Sayfa 601 - İş bankası, kültür yayınları, 1cilt, manastır, tarihsel bir olguKitabı okudu
Kuşun Gülü Dikenli ︎
"O gül hepinizden farklı, hepinizden daha güzel. Taç yaprakları değil onun güzelliğini ortaya çıkaran, kalbinde sakladığı derin hüznü ve köklerine ulaşan gözyaşı. Hiçbiriniz o değilsiniz, hiçbiriniz gri gül kadar yalnız olmadınız çünkü."
Peki, nasıl olabiliyordu? Nasıl?Ecce Homo. Birkaç dakika önce bana hiçbir şey ifade etmeyen bu iki kelime hakkında bilgiler yağıyordu aklıma. Çarmıha gerilmeden önce işkence edilmiş ve başına dikenli taç yerleştirilmiş İsa’yı göstererek söylenmiş bir sözdü.
Reklam
Seni yeni bir sevgiyle seviyorum Acı, herşeyi bağışlayıcı, berrak- Ana yurdum dikenli bir taç Ve parlak bir gökkuşağı var başının üstünde.. Seni seviyorum - başkası da gelmez elimden - Ve sen ve ben yine biriz, eskiden olduğu gibi.
Taç yapraklara sardım seni Papatya sarısına Yorgun martılara sordum seni Dalıp ömür yarısına Ordasın biliyorum Ardında tuz gölünün Bilirsin beni aklım Bazı şeylere çok takılır
Yas, kişisel bir meseledir. Bir kutu çikolataymış gibi başkalarıyla paylaşamazsın. Herkesin payına kendi yası düşüyor. Ayak bileğine bağlı çelik pranga. Sırtını dağlayan ateşten bir ceket. Dikenli bir taç. Senin duyduğun acıyı başka kimse duyamaz. Kimse kendini senin yerine koyamaz çünkü ayakkabılarının içi cam kırıklarıyla kaplıdır ve en ufak hareketinde o camlar topuklarını lime lime keser. Yas denen şey işkencelerin en acımasızıdır ve bitmek bilmez. Ölene kadar bu zindanda çürümeye mahkûm olursun.
Sayfa 237Kitabı okudu
Yas, kişisel bir meseledir. Bir kutu çikolataymış gibi başkalarıyla paylaşamazsın. Herkesin payına kendi yası düşüyor. Ayak bileğine bağlı çelik pranga. Sırtını dağlayan ateşten bir ceket. Dikenli bir taç. Senin duyduğun acıyı başka kimse duyamaz. Kimse kendini senin yerine koyamaz çünkü ayakkabılarının içi cam kırıklarıyla kaplıdır ve en ufak hareketinde o camlar topuklarını lime lime keser. Yas denen şey işkencelerin en acımasızıdır ve bitmek bilmez. Ölene kadar bu zindanda çürümeye mahkûm olursun.
Sayfa 236Kitabı okudu
Reklam
Ecce Homo
Ecce Homo . Birkaç dakika önce bana hiçbir şey ifade etmeyen bu iki kelime hakkında bilgiler yağıyordu aklıma. Çarmıha gerilmeden önce işkence edilmiş ve başına dikenli taç yerleştirilmiş İsa’yı göstererek söylenmiş bir sözdü. Söyleyense, İsa’yı, karşısındaki kalabalığa gösteren Yahudiye eyaletinin valisi Pontius Pilatus’tu. “İşte” diyordu. “İnsan bu!”
Kuluna göz verdin, “Gör Beni’’ dedin, Dil verdin, “Bilene sor Beni’’ dedin, Gönül verdin, “Hayra yor Beni’’ dedin, Gördüm, sordum, yordum, Sana yöneldim. Nice dervişlerle, uzun söyleştim, Kör kör bakan, kullarınla eğleştim, İyi, kötü, ne verdiysen paylaştım, Aldığım hisseyle, Sana yöneldim. Bolca bolca verdin, gönül aşımı, Müjdelere yordun, şu
174 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.