Aytmatov eserlerini Refik Özdek çevirisiyle okuyorum. Mehmet Özgül çevirisi de olabilir. Bu iki isim Aytmatov kitapları için değerli isimler.
Kitap üç öykünün birleşmesinden oluşuyor.
Her üç öykünün de temelinde kayıplar ve anneler bulunuyor. Akıcı bir dille ilerleyen kitap kısa bir sürede sıkılmadan okunabilir.
Cengiz Aytmatov' un eserleri bizleri içine çekiyor.
Kitap, iki adet kısa hikâyeden oluşmakta. Her iki öykünün ortak noktası olarak geçmişte yaşanan olaylar hakkında bir yüzleşmenin, hesaplaşmanın olduğunu söyleyebilirim.
Kısa fakat oldukça etkili iki hikâye var karşımızda. Aytmatov' un kullandığı üslub, kelimeleri kurma sanatı, gerçekten çok farklı.
Her iki hikâyenin de sonu muğlak bir şekilde bırakılmış. Bir sonuca bağlanmamış. Okuyucunun yorumuna kalmış.
Kitap kısa bir zaman dilimi içerisinde okunabilecek türden.
Çok kıymetli bir eser. Üstad Necip Fazıl Kısakürek o kadar güzel bir dil kullanmış ki, kendine özgü ve bir o kadar özel cümleler.
Kitap hakkında çekmiş olduğum Videonun Linki
youtu.be/2ElGPJ4VTEM
Kitap Efendimizin hayatını kronolojik bir şekilde anlatıyor. Okuyucuyu sıkmadan ve tane tane.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek, Peygamber Efendimizi Çöle İnen Nur olarak adlandırıyor. Kitabımız okuru sıkmadan şahane ve harikulade cümlelerle devam ediyor.
Bu kitap sayesinde çok farklı bir siyer okuması yapacaksınız. Peygamber Efendimizi yakından tanımak isteyen ve onu daha iyi anlamak isteyen herkese bu güzide eseri tavsiye ederim.
Kitabın olumsuz ve kötü bir tarafını bulamadım.
Ramazan ayında okumak ta ayrı bir keyif verdi bana.
Kitap bir santur sanatçısının sokaklardaki anılarından oluşuyor. Anılarından hareketle kaleme alınmış.
Ve bunu yaparken de edebiyatla harmanlayarak güzel bir üslup kullanmış.
Kendisinin bestelerini çok severek dinlerim. Favorim ise " Kendimden Uzak Bir Yerde " adlı bestedir.
Kitabı kısa bir sürede sıkılmadan okudum. Tavsiye ederim.
Muhit dergisini uzun zamandan beri takip ediyorum. Her sayısı ayrı bir zevk veriyor.
Kış dosyası da güzel olmuş. Yazarların konu edindiği metinler ilgi çekici. Bu sayı da diğer sayılar gibi özgün olmuş. Okuru da içine çeken bir yanı var bu dosyanın.
Tavsiye edeceğim edebiyat dergilerinden. Güzel bir soluk. Özgün bir tarz.
İleride her okurun dergi anlayışı ve zevki farklı bir yöne doğru kayabiliyor. Bence bu tarz dergiler de okurular için bir basamak değerinde.
Ahmet Ümit' in yazmış olduğu kitaplar polisiye ve cinayet ekseninde ilerliyor. Kitaplarının ana konuları cinayet olsa da yazar sadece olayın çözümüne yönelik bir anlatım sunmuyor. Bunu yaparken tarihten, siyasetten vb. unsurlardan da yararlanarak farklı bir tarz ortaya koyuyor.
Ahmet Ümit'in en sevdiğim yanı ve diğer polisiye yazarlarından ayrılan yönü ise hiç şüphesiz ki sadece polisiye anlatmaması. Ve bu durum yazdığı çoğu kitapta yer alıyor.
Kitabın dili akıcı ve kolay bir şekilde ilerliyor.
Kitapta Mitoloji de ön planda. Bir yandan cinayet anlatılırken diğer yandan da Yunan Mitolojisine ait seçme alıntılar ve öyküler anlatılıyor.
Üstad hazretlerinin yazmış olduğu nurlar iman ve Kur'an hakikatlerini çok güzel bir şekilde ortaya koyuyor.
Bu eser de Üstadın diğer yazmış olduğu nurlar kadar özel.
Kitabın büyük bir bölümü mektuplardan oluşmakta. Sorularınıza cevap bulabilirsiniz Allah'ın izniyle. Lahikalar'ın üslubu diğer kitaplara nazaran daha kolay okunabilen nitelikte.
Rabbim istifadenizi ziyade kılsın.
Üstad Hazretlerine ve Nur'un kahramanlarına Mevla Teala gani gani rahmet eylesin inşallah.
Aylık olarak takip ettiğim, kaliteli, samimi, dertli ve bir o kadar da güzel dergi. Çok güzel dergi.
İçeriği dolu dolu. Farklı alanlarda yazılara yer verilmiş sıkça. Gündemdeki konulara da yer vermişler. Okuyucuyu sıkmıyor kısacası.
Derginin bu sayısının çok farklı bir anlam ve önemi var benim için. Arabayla hareket halindeyken elim bir trafik kazası sonrası şehit olan güzel insanlar. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun inşallah.
Kimse bilmese de, kimse duymasa da yaptıkları işi en güzel şekilde yapan ve böyle devam ettirme gayesi içinde olan insanlar vardır. Onların yolu güzeldir. Pek bilinmez. Bilinmekte istemezler zaten. Şov peşinde koşanlardan değiller.
“ Bilmeyenler ne bilsin bizi
Bilenlere selâm olsun ”
Günümüzün popüler simalarından Hayati İnanç hocamızın yazmış olduğu Sevgi Yukarıdan Gelir adlı eseri okuyup bitirdim.
Divan edebiyatı üzerinde çalışmaları bulunan yazarımızın bu kitabında da, divan edebiyatının izine sıkça rastlıyoruz.
Kitap, farklı başlıklar altında yazılmış olup her başlığın çeşitli konulara değindiğini görüyoruz. Başlıklar altında ele alınan konular divan edebiyatından ve yakın tarihten alınan şiirlerle harmanlanmış biçimde ortaya konulmuş.
Usûlî, Niyâzî- i Mısrî, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Yunus Emre, Nedîm, Nef'î, Fuzuli ve Bâkî den alınan gazallerin sıklıkta olduğunu söyleyebilirim.
Kitabın üslubu akıcı bir şeklide ilerliyor. Yazar sıcak bir muhabbet kuruyor bizlerle.
“ Güzel sever diye isnad ederler
Benim Hakk' tan özge sevdiğim mi var ? ”
Fatih Altınöz. Psikiyatr. Kendilerini Van'da kütüphanenin düzenlemiş olduğu edebiyat programında tanıdım.
Bu kitabını ise bir gün içerisinde okuyup bitirdim. Az sayfa sayısına sahip. Güzel bir eser.
Yazarın yayımlanan birkaç tane daha kitabı var. Diğer kitaplarına da bakacağım.
Herşey den önce yazarın kitapta kullandığı dilin çok akıcı ve okuru içine çekecek şekilde olduğunu ifade edebilirim. Samimi bir üslupla kaleme almış metinleri.
Kitap, yazarın hasta ve hastahane deki anılarını konu ediniyor. Yazarımız psikiyatr olduğu için kitabın büyük bir bölümü bu alana girecek hastalarla ilgili. Yaşadıkları ve bizlere aktardığı hikayelerin farklı olduğunu söylemekte yarar var.
Kitabı meraklı bir şekilde okudum ve okurken büyük bir keyif aldım. Genel olarak iyi bir eser.
Doktorların hastalarla olan ilişkileri, tutumları ve onlarla olan anıları pandemiyle birlikte ilgimi daha çok çekmeye başladı. Aramızda benim gibi arkadaşların olduğunu da tahmin edebiliyorum. Bu minvaldeki arkadaşların kitabı seveceğinden eminim.
Buna benzer bir kitabı Ercan Kesal' dan okumuştum. Bu tarz kitaplara ilgi duyanlar buna da bakabilir.
Tezer Özlü'nün eserlerini daha önce okumadım. Bu kitap elimde olduğu için onunla başlayabildim. Zannedersem yazarın popüler kitapları arasında. Az sayfa sayısına sahip.
Dil oldukça farklıydı. Edebi yönden iyi olduğunu söyleyebilirim.
Anılardan hareketle bir şeyler anlatılmaya çalışılmış. Çok karışık geldi bana. Ana unsurları bulmakta zorlandım. Üç başlık altında yazılanlar birbirine benzemiyor.
Ben genel itibariyle bu tarz eserleri seven biri değilim. Daha sade ve anlaşılır metinleri tercih ediyorum.
Edebiyatta elbette bu tarz metinlerin yeri farklı ve özeldir. Ama bana pek hitap etmiyor.
Yazarın diğer kitaplarına bakacağımı düşünmüyorum.
Yazar bu kitabında bir araştırma konusunu kaleme almış. Hz. Muhammed (s.a.s)’ in kendisine peygamberlik görevi verildikten sonraki Mekke dönemlerindeki mücâdelesini anlayabilmek, İslâm' ın içinde doğduğu dînî ve sosyal çevreyi degerlendirmek, o günün, en azından dini yapısını bugünkü dünya konjonktüründe şöyle veya böyle kendisinden söz ettiren din anlayışlarıyla karşılaştırmak gayesiyle hazırlanmış bir eser.
Kısa, öz ve yalın bir anlatıma sahip.
İhsan Hoca bu kitabında dünyanın farklı bölgelerinde bulunan nehirlerle konuşup dertleşiyor. Okur olarak bizlerde bu sohbetten payımıza düşeni alıyoruz.
Kitap edebi bir dilde, akıcı ve net ifadelerle ilerliyor. Sayfa sayısı da az olduğundan bizlere keyifli bir okuma yapma imkânı sunuyor.
Yazarımızın giriş kısmındaki yazısından en sevdiği kitabının, yazmış olduğu bu kitap olduğunu ifade ediyor.
Dini öykü temasında ilerleyen kitap bizlere dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan müslümanların uğradığı zulümleri ve gördükleri insanlık dışı muameleleri kısa bir şekilde aktarıyor.
Bereketli okumalar dilerim.
Erhan İdiz bizleri gerçekleri yansıtan bir yola çıkarıyor, göçmenlerin hikâyelerine tanıklık etmemizi sağlıyor. Gerek ülkemizde gerekse uluslararası alanda bir problem teşkil eden mülteci ve göç konusu hâlen gündemimizde, olmaya da devam edecek.
Erhan İdiz' i yazmış olduğu birkaç dergiden ve bir de sosyal medyadan tanıyorum. Kendisinin
Sözün Başladığı Yer adlı kitabın yazarı olduğunu da biliyorum. İnsan hikâyelerine önem veriyor ve bu alan da da çalışmalar yürütüyor.
Kitap iki kısımdan oluşuyor. İlk kısım, Afgan göçmenlerin hikâyelerini konu ediniyor. İkinci kısım ise göçe dair akademik bir özeti kapsıyor.
Üslup olarak bakacak olursak eğer akıcı ve merak uyandıran bir anlatım olduğunu görebiliriz. Ek olarak ise kısa bir sürede bitirebileceğimiz kitaplar arasında yerini alabilir.
Mülteciler ve göç dikkat kesilmemiz gereken meselelerden. Yanı başımızda bulunan insanların neler yaşadıklarını, hangi yollardan geçtiklerini ve nasıl muamelelere maruz kaldıklarını kitapta bulabiliriz.
Önyargılarımızı bir kenara bırakıp Erhan İdiz' e kulak vermeliyiz. Kitapta aktarılanlar acı ve bir o kadar da gerçek.
Kitap genel itibariyle güzeldi, beğendiğimi dile getirebilirim. Güzel bir çalışma olmuş. Sizlere de tavsiye ederim.
Akademik çalışmanın kitapta yer edinmesi de elbette güzel olmuş.
“ İnsan yola düşünce ne çok dökülene rastlıyor. ”
Herkese merhaba, bugün okuyup bitirdiğim, çok kıymetli bir İslam Tarihi hocamızın söyleyişi - röportaj tarzında, Neler Sordular adlı eserini inceleyeceğiz.
Kitap 270 sayfa. Farklı zaman dilimlerinde çeşitli yayın ve dergilere verilmiş röportajlar dan ibaret.
İhsan hocanın değerli kitaplarından biri olan Müslümanların Tarihi
Müslümanların Tarihi (5 Cilt Takım) adlı eseri de bu yılki okuma listemde. Sizlere de tavsiye ederim.
Kitab soru cevap şeklinde ilerliyor. İhsan hocanın bazı kısımlarda sorulan sorulara verdiği cevapları dikkate almamız gerek.
Öncesinde de İhsan hocayı tanıyordum. Günümüzün önemli isimlerinden. İhsan hocayı tanımak isteyenlere bu kitabı önerebilirim. Hayatının önemli bir kısmı da kitapta yer alıyor.
Okurken dikkatimi çeken kısımların fazlasıyla olduğunu söyleyebilirim.
İhsan hocanın diğer kitaplarına da bir bakın bence. Tavsiye edebilirim, okuyun okutun.