Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siz artık masum değilsiniz.Çocukluğunuzda masumdunuz ve seçiminiz yoktu.
Birisi size saygı ve sevgiyle davranmıyorsa onun sizden uzaklaşması armağandır. Don Miguel Ruiz
Reklam
Siz kusursuz olmayan bir kadın ya da erkek tanıyor musunuz?
Kusursuz ilişki
Kusursuz bir ilişki düşleyin. Eşinizle sürekli bir mutluluk yaşıyorsunuz, çünkü size göre kusursuz bir kadın ya da erkekle birliktesiniz. Böyle bir kişiyle sürdürdüğünüz yaşamı nasıl tanımlardınız? Aslına bakarsanız bu kişiyle aranızdaki bağın sizi bir köpeğe bağlayan bağdan pek bir farkı olmazdı. Köpek köpektir. Siz ne yaparsanız yapın o köpek kalacaktır. Köpeği kedi ya da ata dönüştürmek istemezsiniz; köpeğiniz neyse odur. İlişkilerinizde tek başına bu olguyu kabul etmeniz bile çok önemlidir. Başkalarını değiştiremezsiniz. Onları oldukları gibi seversiniz ya da sevmezsiniz. Başkalarını istediğiniz biçimde değiştirmeye kalkışmak köpeği kedi ya da ata dönüştürmeye çalışmak gibidir. Bu bir olgudur. Onlar da siz de neyseniz osunuz. Kabul eder ya da etmezsiniz. Kendinize karşı bütünüyle dürüst olmanız, ne istediğinizi dile getirerek varolanı kabul edip etmeyeceğinize karar vermeniz gerek. Bu noktayı kavramanız şart, çünkü büyük önem taşıyor. Bunu gerçekten anladığınızda başkalarını istediğiniz gibi değil, kendi gerçeklikleri içinde görebilirsiniz.
Sayfa 53
Birisi size saygı ve sevgiyle davranmıyorsa onun sizden uzaklaşması armağandır. Don Miguel Ruiz
Reklam
Daima yapabildiğinizin en iyisini yapın; yaşamınızda, her koşulda ve anda. Acısını aşmak isteyen bir adam, kendisine yardım etmesi için Budist tapınağındaki bir Ustaya gider. Adam, ustaya sorar: “ Usta, eğer günde dört saat meditasyon yaparsam, yüksek bilince ulaşmam ne kadar sürer?” Usta adama bakar ve yanıt verir: “Eğer günde dört saat meditasyon yaparsan, belki on yılda yüksek bilince ulaşabilirsin.” Bundan daha iyisini yapabileceğini düşünen adam yine sorar: ”Usta peki günde sekiz saat meditasyon yaparsam yüksek bilince ulaşmam ne kadar zaman alır ?” Usta adama bakar ve yanıt verir: “ Eğer günde sekiz saat meditasyon yaparsan, belki yirmi yılda yüksek bilince ulaşabilirsin” Adam şaşırır ve sorar: “ Ama daha çok meditasyon yaptığımda, neden daha uzun zaman alır ?” Usta tebessüm eder: “ Sen bu dünyaya hazzı ve yaşamı feda etmek için gelmedin. Yaşamak, mutlu olmak ve sevmek için buradasın. Eğer iki saatlik bir meditasyonda yapabileceğinin en iyisini yapabildiğin halde, sekiz saat meditasyon yapmaya kalkarsan yorgun düşersin, amacından saparsın ve yaşamdan haz alamazsın. Yapabildiğinin en iyisini yap. O zaman meditasyonun süresinin değil, yaşamanın, sevmenin ve mutlu olmanın önemli olduğunu anlarsın.”
Her şeyle ilgili varsayımlarda bulunma eğilimimiz vardır. Varsayımlarda bulunmanın problemi, varsayımlarımızın gerçek olduğuna inanmamızdır. Onların gerçek olduğuna yemin edebiliriz. Başkalarının neyi düşündüğüne ya da yaptığına dair varsayımlarda bulunuruz. Varsayım teorilerimizi kişisel algılarız. Sonra da o kişileri suçlar ve sözlerimizle duygusal zehir saçarak tepki gösteririz. İşte bu nedenle varsayımda bulunduğumuz her şeyde problemlere de davetiye çıkarırız. Varsayımda bulunuruz, yanlış anlarız, kişisel algılarız ve hiç yoktan koskocaman bir drama yaratırız.
Aradığımız özgürlük, kendi zihnimizi ve kendi bedenimizi kullanabilmek, yaşamımızı inanç sistemine göre değil, kendi is­teğimize göre yaşayabilmektir. Çocukken yaptığımızı yapmaktır. Küçük ço­cuklar kendilerini ehlileştirmeye çalışan ebeveynlerine karşı çı­karlar. Bağımsızlığımız için, kendi zihnimizi ve beynimizi kullanma hakkımız için sava­şabiliriz.
Reklam
Kendi rüyanızın ustası olmak önemlidir. Hayatınız rüyanızın ifadesidir ve yaşam bir sanattır.
Acı çekmekten aldığınız özel bir zevk yoksa, buna, "Yeter artık!" diyebilirsiniz.
Farkındalık daima ilk basamaktır. Çünkü farkında olmadığı­nız bir şeyi değiştiremezsiniz.
Çocuk gibi olabilmeyi değiştiren bir şey vardır: sorumluluk. Sorumluluklar aklımıza geldiğinde yüzümüz değişir ve yeniden ciddi bir surat takınır. Çocukların, yetişkinleri oyna­dığı oyunları izlerseniz o küçücük yüzlerinin değiştiğini görür­sünüz. "Şimdi ben bir avukatım" dediğinde hemen yüzü değişir. Yetişkin yüz taklidini yapar. Mahkemelere gittiğimizde gördü­ğümüz yüz budur. Biz buyuz.
Gerçek siz,hiç büyümemiş olan içinizdeki o küçücük çocuk­ tur.Gerçek siz dışarıya çıktığında geçmişte takılmazsınız ve gelecekle ilgili en­dişe duymazsınız.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.