smyy.krskl

smyy.krskl
@dr_sumeyyek
bir nar çiçeğini eziyor gibi.
HÜTF
96 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Zaten aşkta hiçbir zaman huzur olamaz; çünkü elde edilen şey daima daha fazlasını istemek için bir hareket noktasıdır.
Reklam
elimizde tutamadığımız, sahip olamadığımız, bizi sallantıda bırakan bildik sevinçlerle aynı türden bir sevinç değildi bu; aksine, sırtımı dayayabileceğim, enfes, dingin, kalıcı bir gerçeklikle donanmış, açıklanamaz, kesin ve güvenilir bir sevinçti.
..hayatımda ilk kez, zevklerimden onlara göre hareket etmem mantıklı olurmuş gibi söz edildiğini duyuyordum; ben o zamana kadar, zevklere karşı gelmeyi görev sanıyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Erdemlerimiz, özgür, değişken, kullanımı daimi şekilde bize ait şeyler değildirler; zihnimizde erdemlerimiz, karşılaştığımızda kendilerini harekete geçirmeyi görev bildiğimiz olaylara öyle sımsıkı bağlanmıştır ki, karşımıza farklı nitelikte bir olay çıktığında gafil avlanır ve bu erdemlerimizi kullanabileceğimizi aklımıza bile getirmeyiz.
..ama aldığı darbeler, bir uçurumun kenarında, kötü bir pozisyonda doğan ve dengelerini koruyabilmek için geriye doğru büyümek zorunda kalan ağaçlar gibi doğrultup dikleştirmişti kendisini.
Reklam
..Oysa bir şeyin yokluğu bununla sınırlı kalmaz, basit , kısmî bir eksiklik değildir, diğer her şeyin altüst olmasıdır; önceki durumda kestirilmesi mümkün olmayan yeni bir durumdur.
İnsanlarla genelde o kadar ilgilenmeyiz ki, bize bunca acı ve mutluluk verebilme gücünü bir kişiye yüklediğimizde, o kişi başka bir dünyaya aitmiş gibi görünür gözümüze, bir şiirsellikle sarmalanır ve hayatımızı, kendisinin az çok yakınımızda bulunacağı heyecan dolu bir akış haline getirir.
Swann’a gelince, Paris’i baştan başa katetmesinin sebebi onu bulabileceğini düşünmesi değil, aramaktan vazgeçmeye katlanamamasıydı.
“..benim yüzümden biraz hüzünleneceğini sandım.“
‘’ormanlar kapkara oldu bile, ama gökyüzü hâlâ mavi.’’
Reklam
Çünkü kendimizi daima ruhumuz tarafından kuşatılmış gibi hissetsek de, bizi çevreleyen bu ruh sabit bir hapishane değildir; daha ziyade, ruhumuzu aşmak, dışarıya sürekli hamleler yaparak, onunla birlikte bir hayal kırıklığı içinde sürüklenir, etrafımızda hep dışarıdan bir yankı değil de, içimizdeki bir titreşimin çınlaması olan ve hiç değişmeyen bir tını işitir gibiyizdir.
.. geçmişi hatırlama gayretimiz nafile, zihnimizin bütün çabaları boşunadır. Geçmiş, zihnin hakimiyet alanının, kavrayış gücünün dışında bir yerde, hiç ihtimal vermediğimiz bir nesnenin (bu nesnenin bize yaşatacağı duygunun) içinde gizlidir. Bu nesneye ölmeden önce rastlayıp rastlanmamamız ise tesadüfe bağlıdır.
Benim içimde de, daima var olacağını zannettiğim birçok şey yok oldu, onların yerini alan yenileri ise, o sırada tahmin edemeyeceğim yeni üzüntülere ve yeni mutluluklara yol açtılar; buna karşılık, eski üzüntülerimi ve mutluluklarımı da şimdi anlamakta güçlük çekiyorum.
Ne var ki, hayatın en önemsiz ayrıntıları açısından bakıldığında bile, insan herkesin gözünde özdeş, isteyenin bir şartnameyi ya da vasiyetnameyi inceler gibi inceleyebileceği, maddi bir bütün teşkil etmez; sosyal kişiliğimiz başkalarının düşüncelerinin yarattığı bir şeydir.
Alışkanlık! Zihnimizin haftalar boyunca geçici bir düzende azap çekmesine göz yuman alışkanlık, ama o olmasa, kendi imkanlarıyla sınırlı kalan zihnimizin bize içinde yaşanılabilecek bir barınak sunamayacağı için, her şeye rağmen bulduğu zaman sevindiği, o becerikli ama ağırkanlı düzenleyici!..
448 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.