Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şule Nur

En çok hissettiğim şey yorgunluk, bir de var olmaktan başka varlık sebebi olmadığında yorgunluğa yapışan şaşkınlık var.
Reklam
Evrenin koca bir saat dükkanından başka bir şey olmadığı temel gerçeğini ciddiyetle ele alacak olursak, bunu söyledikten sonra saatçinin varlığının yadsınabilmesini aklım almıyor; Voltaire bile saatçiye inanmayı reddetmemişti. Önceden belirlenmiş bir plana uymuyor gibi görünen bazı olayları düşünerek (ama olayların uyup uymadığını anlamak için önce planı bilmek gerekir tabii), o yüce akılda bazı kusurlar bulanları anlayabiliyorum tabii. Anlıyorum, ama iddialarını kabul etmiyorum. Aynı şekilde dünyada bunca kötülük varken, o yaratıcı akıla sonsuz şefaat sahibi denemeyeceğine de aklım eriyor. Evet, anlıyorum, fakat gene kabul etmeksizin. Ne var ki bu aklın, yani Tanrı’nın varlığını inkar etmek, insan zekasına musallat olan aptallıklardan biri gibi geliyor bana.
Yüreğimin tam ortadında büyük bir yorgunluk var. Asla olamadığım kişi beni üzüyor, ondan bana kalan anılardan neye olduğunu anlamadığım bir özlem kabarıyor. Umutlara ve keskin inançlara çarpıp düştüm, benimle birlikte bütün batan güneşler de düştü.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
En fazla ıstırap veren duygular, en can yakan heyecanlar, aynı zamanda en saçma olanlardır: imkansız şeylere karşı, sırf imkansızlığın yarattığı istek, hiç var olmamış olana duyulan özlem, geçmişte olabilecek olana duyulan arzu, farklı olmamanın acısı, dünyanın var olduğunu görmenin verdiği tatminsizlik duygusu.
Şu anda dünya aptallara, huzursuzlara, yüreksizlere ait. Yaşama ve başarma hakkına sahip olmak için, bir akıl hastanesine kapatılmak için gereken şartları yerine getirmek zorundasınız: düşünememe, ahlaka aykırı davranma ve aşırı coşku.
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell
8.5/10 · 246,9bin okunma
Şule Nur tekrar paylaştı.
‘’Birbirimizi görmezden gelsek, yüreğimiz de selamı keser mi acaba?’’
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Bütün yanılsamaların ve yanılsamaların taşıdığı her şeyin verdiği yorgunluk - aynı yanılsamaların yitirilmesi, onlara sahip olmanın gereksizliği, onlara önce sahip olup sonra kaybetmenin peşin bezginliği, sahip olmuş olmanın ıstırabı, sonlarının böyle olacağını bile bile onlara sahip olmanın entelektüel utancı.
Sıradan insan için, hissetmek yaşamaktır, yaşamayı bilmektir. Ben ise, yaşamak düşünmektir, derim; hissetmek ise düşünmeyi beslemekten başka bir işe yaramaz.
Istırap molası
Ey okurlar, mutlu olup olmadığımı soruyorsanız, cevabım hayırdır.
Reklam
Sarhoş olduğu için değil, düşlere daldığı için sendeliyor. Dikkatini var olmayana vermiş; hala bir umudu var belki. Adalet nedir bilmez Tanrılar adaletli görünmek istiyorlarsa, gerçekleşmesi imkansız da olsa düşlerimize dokunmasınlar, sıradan da olsa, bize iyi düşler versinler... Tanrılar hayallerimi değiştirsin; ama hayal kurma yeteneğime el sürmesin.
Çağımızın hastalığı
Hastalıklı olan, gerekli olan ile arzulanır olanı aynı şiddetle arzu etme, kusursuzluk özlemi yüzünden, ekmeksiz kalmış gibi acı çekmektir. Romantizm hastalığı budur işte: sanki sahip olmanın bir yolu varmış gibi Ay'a göz dikmek.
...ruhumun sık sık yaşadığı, yaşamın gündelik, alçaltıcı sıradanlığından doğan bunalımı yaratan bunların hiçbiri değil. Sebep her zaman çevremde bulunan insanlar, beni tanımayan ya da ancak benimle olan temasları ölçüsünde ve günlük teranelerle tanıyan insanlar - ruhumun boğazına sarılıp orada, etimde bir tiksintinin düğümlenmesine yol açanlar onlar. Hayatlarının, benim hayatımın en dıştaki katmanına paralel iğrenç tekdüzeliği, benzerlerim olduklarına içtenlikle inanmaları - sırtıma forsa kıyafetini geçiren, beni bir hapishane hücresine tıkan, düzmece bir varlık, bir dilenci yapan işte bunlar.
Soyut akla musallat olan bir yorgunluk var ki, en korkuncu o. Fiziksel yorgunluk gibi insana ağırlık yapmaz, duyguların verdiği yorgunluk gibi kafa karıştırmaz. Sahip olduğumuz dünya bilincinin üzerimize çöken ağırlığıdır o, kendi ruhumuzla soluk alamaz oluşumuz.
Evet, Hayat'la aynı sokakta ama bir başka yerde ikamet eden, hayatın yükünü hafifleten, buna karşılık yaşamanın yükünü hafifletmeyen ve hayat kadar tekdüze olan, tek farkı başka bir yerde oturmak olan Sanat'ı.
Sayfa 39
252 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.