Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eskiden beri, Númenor'un en büyük şehri ve limanı, batı kıyılarının ortasındaki Andúnië idi, çünkü burası tam günbatımına cepheden bakan bir yere kurulmuştu. Ülkenin orta kısımlarında ise yüksek ve sarp bir dağ vardı ve adı da Göğün Sütunu, Meneltarma'ydı; bu dağın üzerinde llúvatar Eru'nun adıyla kutsanmış, her yanı açık ve üstünde çatısı olmayan yüksek bir yer bulunuyordu; Númenóreanların topraklarında başka da tapınak ya da mabet yoktu. Bu dağın eteklerine kralların mezarları inşa edilmiş ve yakındaki bir tepenin üzerine de şehirlerinin en güzeli Armenelos kurulmuştu; Valar'ın, Dúnedain Kralı olarak atadıkları Eärendil'in oğlu Elros'un yaptırdığı kule ve hisar da bu şehirdeydi. Elros ve kardeşi Elrond, Edain'in üç hanedanının soyundan geliyorlardı, ama Gondolinli Idril ve Melian'ın kızı Lúthien büyükanneleri oldukları için, bir taraftan hem Eldar'a, hem de Maiar'a bağlıydılar. Ilúvatar'ın tüm İnsanlara verdiği ölümü Valar da onların üzerinden çekip alamazlardı, ama Yarıelfler mevzuunda Ilúvatar karar hakkını onlara vermişti ve onlar da, Eärendil'in oğullarının kaderlerini kendilerinin seçmesi gerektiği hükmüne varmışlardı. Ve İlkdoğanların arasında kalmak isteyen Elrond'a, onların ömrü bahşedildi. İnsanların kralı olmayı seçen Elros'a ise, yine de Ortadünyalı İnsanlarınkinden katbekat uzun bir ömür verildi ve onun soyundan gelenler, hükümdar ailesine mensup krallar ve efendiler, Numenóreanların ölçülerine göre bile uzun sayılacak hayatlar yaşadılar. Elros ise, beş yüzyıl yaşadı ve tam dört yüz on yıl boyunca Númenóreanlara hükmetti.
Sayfa 535 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Batı'ya dönmek üzere çağırdıkları ve çağrılarına kulak veren Eldar gelip Eressëa Adası'na yerleşti; o topraklarda Avallónë adında bir liman bulunuyordu, çünkü burası Valinor'a en yakın şehirdi ve sonunda denizin sınırındaki Ölmez Topraklara yaklaşan denizcinin gördüğü ilk şey Avallóne Kulesi'ydi. Üç sadık hanedandan gelen İnsanların Atalarına ayrıca yüklü bir ödül de verildi. Eönwë aralarına gelip onları eğitti; onlara bilgelik, güç ve diğer İnsan soylarının sahip olduğundan daha uzun bir hayat bahşedildi. Edain için, her iki tarafından büyük bir denizle ayrıldığı için Ortadünya'dan da, Valinor'dan da bağımsız, yeni bir ülke meydana getirildi; gerçi yine de Valinor'a daha yakındı. Bu toprakları Ossë, Yüce Su'yun dibinden çıkarıp yükseltti; Aulë gelip ülkeyi kurdu ve Yavanna da güzelliklerle bezedi; Eldar da Tol Eressëa'dan çiçekler ve pınarlar getirip buraya taşıdılar. Bu topraklara Valar, Armağan Diyar, Andor dedi; Eärendil Yıldızı, artık her şeyin yerli yerinde olduğunun bir işareti gibi ve denizin üzerinde bir rehber olarak bu toprakların üzerinde parladı ve İnsanlar, Güneş'in yolu üzerindeki bu gümüş alevi görüp hayran kaldılar.
Sayfa 533 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Parlak Eärendil, işte bu soyun baba tarafından geldi; Eärendil Destanı'nda, Morgoth tam zafer kazanmışken onun sonunda, İnsanların Rothinzil dediği gemisi Vingilot'u inşa ettiği ve Valinor'u arayıp durarak, hiçbir denizcinin yelken açmadığı denizlerde yolculuk ettiği anlatılır; bu yolculuğa çıkarkenki amacı, belki Valar onlara merhamet edip, bu kadar darda kalmışlarken yardım eder düşüncesiyle, İki Soy adına Güçlerin karşısına çıkıp konuşmaktı. Bu yüzden Elfler de, İnsanlar da ona Kutlu Eärendil dediler, çünkü çok büyük emek harcayıp, tehlikelere atıldıktan sonra görevini tamamladı ve Batı'nın Efendilerinin ordusu kalkıp Valinor'dan geldi. Ama Eärendil, bir zamanlar gönül verdiği topraklara bir daha asla ayak basmadı.
Sayfa 532 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Ama Eärendil, beyaz aleviyle parlayarak geldi; gökyüzünün en müthiş kuşları Vingilot'ta toplanmıştı, reisleri ise Thorondor'du; havada yapılan savaş tüm bir gün ve şüphe dolu bir gece boyunca sürdü. Güneş doğmadan evvel Eärendil, ejder ordusunun en güçlüsü olan Kara Ancalagon'u alt etti ve gökyüzünden aşağıya fırlattı; ejderin cesedi Thangorodrim kulelerinin üzerine düştü ve onları yerlebir etti. Sonra güneş doğdu ve Valar ordusu galip geldi; neredeyse bütün ejderler öldürüldü ve Morgoth'un bütün çukurları parçalanıp çatısız bırakıldı; Valar'ın kudreti yeryüzünün derinlerine kadar indi. Morgoth sonunda kovuğundaydı, ama yine de korkaktı. Madenlerinin en ücra köşelerine kadar kaçtı, barış yapmalarını istedi ve af diledi, ama ayakları kesildi ve yüzükoyun yere savruldu. Sonra, çok zaman önce bir kez daha bağlandığı Angainor zinciriyle tutuldu; demir tacı boynuna takılacak bir tasmaya dönüştürüldü ve başını dizlerinin üzerine eğdi. Tabii, Morgoth'un elinde bulunan iki Silmaril de taştan çıkarıldı ve gökyüzünün altında tertemiz parladılar; onları Eönwë aldı ve sakladı.
Sayfa 522 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Gemi hoş ve muhteşem olmuştu; saf ve parlak bir ateş her yanında titriyordu; Denizci Eärendil, elf cevherlerinin tozuyla parıldayarak dümende oturuyordu ve Silmaril alnından sarkıyordu. Bu gemiyle çok uzaklara, hatta yıldızsız karanlıklara kadar yolculuklar yaptı, ama en çok, dünyanın sınırlarına yaptığı yolculuklardan Valinor'a dönerken,
Sayfa 518 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
"Selam sana Eärendil, denizcilerin en șöhretlisi, haber vermeden gelmesi beklenen, umudun ötesinden gelişi özlenen! Selam sana Eärendil, Güneş'ten ve Ay'dan önceki ışığın taşıyıcısı! Dünya'nın Çocuklarının görkemi, karanlıkta parlayan yıldız, günbatımında ışıldayan mücevher, sabahları ışıldayan!"
Sayfa 516 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sonraki yılın baharında, Tuor ile Celebrindal Idril'in oğulları Yarıelf Eärendil, Gondolin'de doğdu; Noldor'un Ortadünya'ya gelişinin üzerinden beş yüz üç yıl geçmişti. Eärendil üstün bir güzelliğe sahipti, çünkü yüzünde, gökyüzünün ışığına benzer bir ışık vardı ve Eldar'ın güzelliği ile bilgeliğini; eski İnsanların ise gücünü ve cesaretini taşıyordu; deniz, tıpkı babası Tuor'a konuştuğu gibi onun da kulağına ve yüreğine daima fısıldadı.
Sayfa 502 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Hador'un oğullar Galdor ve Gundor'du; Galdor'un oğullarının adları ise Húrin ve Huor'du; Húrin'in oğlu Glaurung Afeti Túrin'di; Huor'un oğlu ise Kutlu Eärendil'in babası Tuor'du. Boromir'in oğluna Bregor adı verildi, onun oğulları ise Bregolas ve Barahir'di. Baragund'un kızı Túrin'in annesi Morwen oldu, Belegund'un kızının adı ise Tuor'un annesi Rían. Barahir'in oğlu ise Thingol'ün kızı Lúthien'in aşkını kazanan Tek Elli Beren'di ve o Ölüm'den geri dönendi; Eärendil'in karısı Elwing ve sonraki Númenor krallarının tamamı Beren ve Lúthien'den doğdu.
Sayfa 318 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Aslında o yılların başlarında Elflerle İnsanlar yakınlaşmış, birbirlerini akraba bilmişlerdi ve İnsanlardan bazıları Eldar ilmine vakıf olup Noldor'un büyük ve yiğit liderleri sınıfına girmişti. Ve hem Elf hem ölümlü kanı taşıyan Eärendil, Elwing ve onların çocukları Elrond da, Elflerin görkeminden, güzelliğinden ve yazgılarından paylarını almışlardı.
Sayfa 228 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Parlak Eârendil sonradan, Sirion’un deltaları yakınında yerleşen halkın efendisi oldu ve güzel Elwing’le evlendi; çocukları Elrond ve Elros, Yarıelfler olarak anıldılar.
Sayfa 510Kitabı okudu
Reklam
Sonraki yılın baharında, Tuor ile Celebribdal Idril’in oğulları Yarıelf Eârendil, Gondolin’ de doğdu; Noldor’un Ortadünya’ ya gelişinin üzerinden beş yüz yıl geçmişti. Eârendil üstün bir güzelliğe sahipti, çünkü yüzünde, gökyüzünün ışığına benzer bir ışık vardı.
Sayfa 502Kitabı okudu
Selam sana Eärendil, denizcilerin en şöhretlisi, haber vermeden gelmesi beklenen, umudun ötesinden gelişi özlenen!
Sayfa 516 - EönwëKitabı okudu
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Arcturus'a Yolculuk (A Voyage To Arcturus) - Kitap - David Lindsay -1920
Tolkien de dahil, en az, tanıtımında bahsedilenlerin sayısı kadar yazar etkilemiş hatta büyük olasılıkla etkilenmiş yazarlardan büyük bir ordu kurmuş, birçok fantastik akımın öncüsü bir kitapla karşı karşıyayız. Strugatsky'lerin ve Tarkovsky'nin bir nevi bilimkurguda "İsa Golgotha'ya haçını taşıyor"'u olan
Arcturus’a Yolculuk
Arcturus’a YolculukDavid Lindsay · İthaki Yayınları · 2016204 okunma
Yazık oldu krala
Valar, Morgoth'u, Gece Kapısı'ndan, Dünyanın Duvarlarının ötesine, Zamansız Boşluk'a ittiler; o duvarların üzerinde daima bir nöbetçi bekledi ve Eärendil de, gökyüzünün surları üzerinden gözünü ayırmadı. Yine de, Dehşet ve Nefretin Gücü, Morgoth Bauglir'in, kudretli ve lanetli Melkor'un, Elflerle İnsanların yüreklerine ektiği yalanlar asla ölmeyen ve yok edilemeyen bir tohumdu ve daima yeni baştan filizlenecek, en son günlere kadar, daima karanlık meyvesini taşıyacaktı.
113 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.