Ceren Düven
@ebediokuyan
Müstakbel bir hukukçu
İstanbul
81 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
“Üçüncü bin yıla yalnız ve özgür girdiğim için mutlu hissediyordum.”
Sayfa 37 - Can YayınlarıKitabı okudu
“Biz, paraları az olsa da onurlu babaların çocuklarıyız. Gösterdikleri yollarla bize iyi kapılar açtılar. Açtıkları yolda gidemiyorsak bu kendi kabahatimizdir.”
Sayfa 273 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
“Lozan konusunda bir de kaynak tavsiye edeyim. Ali Naci Karacan’ın Lozan kitabı klasik bir tezdir. Çok önemli bir eserdir. Dışişleri imtihanlarına girenler bu kitabı âdeta yutardı.”
Sayfa 156 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
“Cumhuriyet, Türk halkının kafasında bir sorun değildir. Fransa, Avusturya gibi ülkelerde monarşiyi özleyen ve geri dönüşü hedefleyen kitleler vardır. Türkiye’de böyle açık bir program göze çarpmaz. Türkler monarşiyi değil, bazı monarkları severler.”
Sayfa 171 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
“Bugün yazıyı sadece silah mecazıyla değil (“kalem kılıçtan keskindir”), aynı zamanda bir “dokuma”, bir “örgü”, bir “ağ” olarak düşünüyorsak, bunda “Virginia’nın Ağı”nın da payı var. “Çekiçle felsefe” (Nietzsche), “baltayla yazı” (Galeano) oluyorsa, dokuyarak, örerek, ağ oluşturarak yazmak neden olmasın?”
Sayfa 22 - Metis YayıneviKitabı okudu
İvan Bunin’den Tolstoy’a…
“Bizim mutluluğumuz, azizim, balık ağındaki su gibidir, çekersin artar, çıkarırsın yok olur.”
Bilincimiz felce uğramadan, alıştığımız dünya kısıtlanmadan aşık olmamız olanaksızdır.
Sayfa 39 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Seven kişi için de sevgilisi sürekli bir varoluş içindedir. Sanki tüm dünya onda yoğunlaşmıştır. Aslında olansa şudur: Sevenin gözünde dünya yok olmuştur. Sevgilisi dünyayı yerinden oynatmış, onun yerine kendisi geçmiştir. İşte bu yüzden bir İrlanda türküsünde sevenin ağzından şöyle denir: “Sevgilim, şu dünyadan benim payıma düşen sensin.”
Sayfa 39 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Aşk ölür, çünkü doğuştan sakattır.
Sayfa 21 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Tutkumun kökenine gelince, onu ne bir psikanalistin yeniden oluşturmamı isteyeceği uzak ya da yakın tarihimde ne de çocukluğumdan bu yana beni etkileyen, kültürel duygu örneklerinde aramak niyetindeyim. Tutkumu açıklamak değil -bu, onu bir hata ya da gerekçelendirilmesi gereken bir kargaşa olarak kabul etmek anlamına gelir- sadece sergilemek istiyorum.
Sayfa 23 - Can YayınlarıKitabı okudu
Çocukken benim için lüks, kürk mantolar, uzun elbiseler ve deniz kıyısındaki villalardı. Daha sonra, bunun entelektüel bir yaşam sürmek olduğuna inandım. Şimdi bana öyle geliyor ki lüks aynı zamanda, bir erkeğe ya da bir kadına olan tutkuyu yaşayabilmektir.
Sayfa 51 - Can YayınlarıKitabı okudu
Altına imzamı atıyorum - 2
Kadınlara karşı en kibirli, en saldırgan davrananlar ya da onları en hor görenler, kendi erkekliği konusunda endişe duyanlardır. Benzerleri karşısında kendilerini tedirgin hissetmeyen erkekler, kadını da benzerleri olarak görmeye daha yatkın olurlar; yine de onlar bile birçok nedenden dolayı Kadın, Başka gibi efsaneleri pek severler. Bu efsanelerin sağladığı yararlardan gönül rahatlığıyla feragat etmedikleri için onları suçlayamayız. Düşünü gördükleri kadından vazgeçmekle neler kaybedeceklerini biliyorlar, ama yarının kadınının onlara neler katacağını bilmiyorlar.
Sayfa 35 - Koç Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Altına imzamı atıyorum
Kadınla en çok duygudaşlık içinde olan erkek bile onun içinde bulunduğu somut durumu hiçbir zaman tam olarak bilemez. Ayrıca, kapsamının genişliğini bile ölçemedikleri ayrıcalıklarını savunmaya çalıştıklarında erkeklere inanmak yersizdir. Dolayısıyla, kadınlara yöneltilen saldırıların çokluğu ve şiddeti karşısında sindirilmemize izin vermeyeceğimiz gibi, ne “gerçek kadın”a bir ödül gibi sunulan çıkarcı övgülere kanacağız, ne de kadının hiçbir şekilde paylaşmayı istemeyecekleri yazgısının onlarda uyandırdığı coşkuya kapılacağız.
Sayfa 36 - Koç Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
“Dişi” terimi, kadını doğaya yerleştirdiğinden değil, cinsiyetine hapsettiği için aşağılayıcıdır.
Sayfa 43 - Koç Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu