Bu kitabı okumak beynime işkence gibiydi. Kitabı bitiremedim, son 50 sayfaya kadar zorladım kendimi ama olmadı. Ne karakterle ilişki kurabildim ne kitaptaki olaylarla. Kitaba kapılmak için biraz depresif bir ruh halinde olmak gerekiyor bence, bikaç sene önce okusam belki de severdim. Şu an bu ruh halinden o kadar uzağım ki bu kitap bana hiçbir anlam ifade etmedi. Konusu depresyon ve intihar olan bu kitabı sadece yaşamak istemediğim, düşünmek istemediğim duygu ve düşünceler bütünü olarak gördüm ve beynim de resmen okumayı reddediyor gibiydi. Kitaptaki kişiyi ağır bir psikiyatrik vaka olarak görmekten, psikiyatri açısından o zamanki koşulların çok kötü olduğunu düşünmekten öteye de geçemedim,karakterle ilişki kuramadım empati yapamadım zaten neden gidip yazarın intihar etmeden önce yazdığı kitabı aldım onu da bilmiyorum. Sanırım amacım depresyonu ve intiharı, yaşayan birinin gözünden anlamaya çalışmaktı ama olmadı. Edebi olarakta kitap beni çekmedi. Kitap gerçekten kötü mü yoksa benle mi alakalı tam anlayamadım. Hangi zamanda ne okuduğumuzun önemini ve ruh halimizin okuduğumuz şeyleri nasıl etkilediği, aldığımız keyfi ne derece etkilediği üzerine de düşündüm ve kendime daha fazla eziyet etmemek için bıraktım.