Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif

Sabitlenmiş gönderi
''Ama eğer durum buysa,'' dedi kendi kendine, ''hayata bana verilen her şeyi mahvettiğimi ve düzeltmeyeceğimi bilerek mi veda ediyorum yani?''
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
''Hayat Hikayem - Mustafa Said,'' Sonraki sayfada bir ithaf vardı: ''Tek gözden görenler, tek dilden konuşanlar, siyah ya da beyaz, Doğulu veya Batılı demeden her şeyi görenlere...''
AyrıntıKitabı okudu
''Hepimiz, evlat, sadece başka çaremiz yoksa yalnız yolculuk ederiz.''
Sayfa 35 - AyrıntıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İstanbul'da, Boğaziçi'ndeyim; Bir fakir Orhan Veli; Veli'nin oğlu; Tarifsiz kederler içindeyim.
ARZULAR VE HÂTIRALAR
Arzular başka şey, Hatıralar başka. Güneşi görmeyen şehirde, Söyle nasıl yaşanır?
Reklam
Neden liman diyince Hatırıma direkler gelir Ve açık deniz diyince yelken? Mart diyince kedi, Halk diyince işçi Ve neden ihtiyar değirmenci Allaha inanır düşünmeden? Ve yağmurlu havalarda Yağmur iğri yağar?
Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük, Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler.
Sayfa 330 - Kırmızı KediKitabı okudu
Resimler görmez, Yanılıyorsun, resimler onları görenlerin gözleriyle görür, ama onların da gözleri bantlanırsa körlüğün tam anlamıyla her yere yayıldığı düşünülebilir, Sen görmeye devam ediyorsun ama, Gitgide azalacak görmem, gözlerim görse bile körlüğüm her geçen gün biraz daha artacak, çünkü beni gören kimse kalmayacak (...)
Kırmızı KediKitabı okudu
Ölülerin yanından onları görmezden geçip gitmek, çok eskiden beri insanlığın alışkanlığıdır.
Kırmızı KediKitabı okudu
Silahlar dolu. Saat on ikiyi vuruyor. Kader bu, önüne geçilmez. Lotte! Elveda, Lotte! Elveda!
Reklam
Senin için ölmek, senin yolunda kurban olmak benim için ne mutluluk, Lotte! Ben ölünce huzurunu ve yaşama sevincini yeniden kazanacağını bilsem ölüme daha cesaretle, daha çok sevinçle koşardım. Ama ne yazık, sevdikleri için kanını akıtmak, ölümü ile dostlarına daha mutlu bir hayat sağlamak pek az kimseye nasip olmuştur.
''İşte son defa olarak gözlerimi açıyorum. Bu gözler güneşi bir daha görmeyecek. Şimdi sis ve bulut onları kapattı. Evet yas tut, hey tabiat! Oğlun, dostun, sevgilin artık ölüyor. Lotte! Bu, eşi olmayan bir duygudur. Ondan sonrası karanlık bir rüyadır. Demek istiyorum ki, bu benim son sabahımdır. Evet, zordur. Bunu yerine söyleyecek başka bir laf bulamıyorum, Lotte! Şimdi bütün gücümle ayakta değil miyim? Halbuki yarın toprağın içine uzanmış bir ceset olacağım. Ölmek... Bunun anlamı ne? Görüyor musun, ölümü konuşurken rüya görüyoruz. (...)
27 Ekim
Çok şeye sahibim. Ama onu düşünmek her şeyimi silip süpürüyor. Nelerim var! Fakat onsuz her şey bana hiç oluyor.
30 Ekim
Belki yüz kere onun boynuna atılmamak için kendimi nasıl tuttum bilemezsin. Ulu Tanrı bilir, karşınızda bu kadar çok güzellikler görüp de onlara dokunamayışınız ne kadar da zordur! Oysa dokunmak, doğanın insana verdiği bir içgüdüdür. Çocuklar her gördüğü şeyi tutmak istemezler mi? Ya ben?
Ah, Wilhelm! Bir manastırın ıssız odası, vücudu dağlayan elbiseler, dikenli kemerler bana birer ilaç olabilir ancak. Ben bunların hasretini çekiyorum. Hoşça kal! Bu bitmez işkenceye mezardan başka bir çare göremiyorum.
18 Ağustos
Nasıl oluyor da, insanı mutlu eden bir şey aynı zamanda onun felaketinin de kaynağı oluyor?
159 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.