Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seval Uslu

Seval Uslu
@eftelyaa25
"Yaşam bir perde asmasının benden aldığı gökyüzüdür"
Kütüphaneci /Arşivist
Istanbul
21 Kasım 1998
24 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
‘’Onun nefesiyle hayatın güzel olduğuna inandığı zamanları hatırlıyor, onun nefesiyle uyandığı uykuları. Bir nefesle dirildiği, göz açıp kapayıncaya dek geçen tutup durduramadığı, yolundan çeviremediği o zamanların dirilten coşkusunu… Yanında bir nefesle uyanmanın güzelliği ve özlemiyle kavruluyor içi''
Sayfa 28 - YAPI KREDİKitabı okudu
Reklam
#füruğferruhzad
Banyoya gidiyor, gözlüğünü takıyor, saçı sakalı birbirine karışmış, gözleri kanlanmış, sol gözüne tümden kan oturmuş. Yüzünü yıkıyor, aynaya bakıyor, gözlerine… Füruğ’un artık olmadığı bir sabaha uyanan yüzüne. Beden acıyı nasıl da kaydediyor.
yapı krediKitabı okudu
“İnandığım başka bir şey de hayatın bütün anlarında şair olmanın gerekliliğidir. Şair olmak, insan olmaktır. Günlük davranışları şiirleriyle hiç bağdaşmayan bazı insanlar tanıyorum. Yani sadece şiir yazdıklarında şair oluyorlar, sonra bitiyorlar. İki yönlü olduklarından fakir, kıskanç, mutsuz, dar fikirli, zalim, pisboğaz, açgözlü bir insan olup çıkıyorlar. İşte, ben bu adamların sözlerini kabul edemiyorum.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Füruğ’la birbirine sarıldıkları o birkaç dakikada aynı bedende atmıştı kalpleri, içine sığamadıkları bir bedende. Füruğ’a dar gelen bir bedende…
Sayfa 31 - Yapı KrediKitabı okudu
Perviz, Füruğ’da gördüklerini ya İbrahim’de görüyorsa diye kıskanıyordu onu.
Reklam
#füruğferruhzad
Ne çok ben vardı içimizde ne çok ses… Şefkatli bir bakışın bir dokunuşun, bir öpücüğün sayesinde başka hiçbir şeye ihtiyacın kalmaz diyen bir kadını, yanında duramaz hale getirmesini affedemiyor.
Sayfa 37 - yapı krediKitabı okudu
Bilmek neye yarar, özündeki huzursuzluğun kaynağını çözemedikten sonra.
Ömrü boyunca sevdi ayrıntıları. Sen takıntılı mısın demişti bir arkadaşı bu camdan eşyaları görünce. Belki ben bedbaht ve kötü bir kadınım ama sana bilerek kötülük yapmadım. Çünkü seni seviyorum. Sadece bazen çılgınca şeyler yapıyorum, sonradan pişman olacağım şeyler
Sayfa 38 - YAPI KREDİKitabı okudu
Büyüyüp kollarını açan hayat ağacının dalları kimseyi kucaklayamıyorken Füruğ’un gelip o dallara salıncak kurmasına rıza göstermiş, içine çekmiş, kendinin kılmıştı onu. Niye, nasıl, ne zaman bunca güven duymuştu Füruğ’a bunu bütünüyle hiç anlamadı belkide.
Sayfa 40 - Yapı KrediKitabı okudu
Daha o gün, göz göze geldiğimiz o ilk anda, bu şiirin akışına kapıldı kalbim! Hint işi kırmızı deri terlikler, gök mavisinde ufak sarıların, pembelerin çiçeklendiği Kaşan halısının üstünde, biri ters dönmüş. Sen beni öpmesen ben her gece yaşlanırım, sen beni arzulamasan an be an çirkinleşirim.
Sayfa 18 - Yapı KrediKitabı okudu
Reklam
Seni öpmek istiyorum. O kadar öpeyim ki susuzluğum son bulsun. Mektubunu okuyunca birden fark ettim ki yüksek sesle seninle konuşuyorum, deliler gibi. Ne zaman geleceksin? Eğer sen gelmeyeceksen burada daha fazla kalamam. Şahi. Şahi. Şahi. Bağırabilseydim şimdi eğer, sesim gökyüzünü paramparça ederdi. Hayatım, nefesim, ruhum! Bilmem neden çıktım bu yolculuğa, senden ayrı kalmaya dayanamıyorum, aklımı toplayıp hiçbir şey yapamıyorum. Şahi keşke göğsümü parçalayabilseydim de sana aşkımı gösterebilseydim!
Sayfa 20 - Yapı KrediKitabı okudu
Hiçbir şey beni rahatlatmıyor Şahi. Ne şiirler, ne ağaçlar, ne insanlar, ne filmler...Ne yapayım bilmiyorum. Gidip başımı ağaçlara mı vurayım, çığlık mı atayım, ağlayayım mı? Yalnız seni istiyorum. Her şeyi içine, derinlerine çeken bir deniz gibi seni istiyorum. Tahammül edilebilir bir istek değil bu! Bir sel gibi kalbimden boşalıp bedenimi parçalıyor
Şahi çiçeğim, boğuluyorum bir türlü tamamlanmamaktan, bin parça olmaktan, istemekten ve yapamamaktan! Ben neden buradayım ve sen neden yoksun? Ben nerede olursam olayım sen neden yanımda değilsin? Neden olmak geçici de olmamak ebedi. Ne zamana kadar ellerimi, hayaller ve hatıralar dolduracak yalnız?
Tanrı insana kendi bedeninden bir teselli yaratmış sanki. Haykırışların, sarsıntılı hıçkırıkların ardından sonunda birkaç saniyelik uyuşuklukla uykuya koşan bedeni, hayatta kalma mücadelesini sürdürüyor.
Füruğ'un hep aynaya bakarak ağladığı geliyor birden aklına. Belki ruhunu görmeye çalışıyordu bedeninden, belki ruh yalnızca ağlarken görünür oluyordur! Neden aynaya bakarak ağlıyordu?
Sayfa 25 - Yapı KrediKitabı okudu
İnsan sevgilisine bakarken zihni de hatırlamayı sürdürüyor değil mi Şahi? Ama ikimizin zihninde kaydolan kareler acaba ne kadar aynı? İki sevgilinin zihnindeki kayıtlar ne kadar benzer birbirine? Bazen bunu derin derin düşünüyorum biliyor musun? Şahi'nin zihnindeki Füruğ filminde, gerçeğin hangi kayıtları var, hangileri siliniyor? Etrafımızdaki insanlarla, en sevdiklerimizle hatıralarımız yavaş yavaş siliniyorsa eğer, geçmişteki kendimiz de silinmiyor mu benliğimizden? Kendimize dair gerçek bildiklerimiz dezamanın ruhu tarafından kemirilmiyor mu? Kertenkelenin kuyruğu gibi, kopan zamanın kopardığı parçalarımızın yerine yenileri geliyor ama o yenileri, eski parçalarımızın aynısı olmuyor hiç. Hayat yeterince acı çektirmek, ruhumuzdan parçalar koparmak için hep tetikte bekliyor. Yeterince acı çektikten sonra da göçüp gidiyoruz şu alemden.
Reklam
Kendimi bir sümüklüböcek gibi hissediyorum. Bahçemizdeki sümüklüböceklerin üstüne tuz dökerdi annem ölsünler diye. Ben çığlıklar atar, annemin elini ısırırdım, sonra o kolumdan tuttuğu gibi savurur odaya kilitlerdi b eni. Üstüne tuz dökülünce eriyip suya dönüşürlerdi, varlıklarından hiç iz kalmazdı o ufak su birikintisinden başka. Bu şehirde herkes üstüme tuz dökmek için fırsat kolluyor, ama benim için çığlıklar atıp kendini paralayan kimse yok!
Sayfa 13 - Yapı KrediKitabı okudu
Benim asi ve avare ruhum içim dünyanın hiçbir köşesinde sığınak ve huzur yok. Hayatım geçsin istiyorum, bu yükü bir an evvel maksada götüreyim diye yaşıyorum.
Sayfa 12 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
En çok ihtiyaç duyduğumuz yerde tek etmeye başlıyor hayat bizi Şahi, çünkü işte o bağlanıp tutunduğumuz yer, incelmeye başlıyor zaman geçtikçe. Sevdiğimiz yerden hırpalamaya başlıyoruz herkesi, her şeyi. O yüzden istemiyorum bu bağları. Tek başıma dengede durmak istiyorum. Tutunmak alışmayı getiriyor, alışmak birden düşüşü. O düşüşe dayanamıyorum. Sen, bu hayatta tutunduğum tek varlık, beni hem ayakta tutan hem azıcık öteye gitmeye kalksan, azıcık uzağıma düşsen uçuruma yuvarlayacak olan.
Yapı KrediKitabı okudu
Sabah nasıl uyanmıştı, rüyasında ne görmüştü? Bugünün son günü olduğunu düşünmüş müydü? Bir an olsun, yüzünü yıkadıktan sonra aynaya bakarken gözlerinde daha önce hiç görmediği bir karanlık görmüş müydü? Aynada kendine bakarak gülümsemiş miydi? Hep yatığı komiklikleri yapmış mıydı, arkasında Şahi'sinin ona baktığını hayal ederek. Sen benim arındığım pınarımsın Şahi çiçeğim, yüzümden akıp beni temizleyen, beni kurtaran, kötülüklerin elinden kurtaran... Sen benim düşmanım bile olsan güvendiğim tek düşman olurdun.
Sayfa 9 - Yapı KrediKitabı okudu
Ayakkabılığın yanında Füruğ'un bordo çizmeleri, çamura batmış. O çamurlara bakıyor İbrahim, çizmelerin boynu bükük duruşuna. ''Tüm varlığım karanlık bir ayettir benim''. Kedi miyavlayarak bacaklarına sürünüyor. Bir şey almışlar benden, bilmem kim, ne zaman, nerede? Belki de daha ben doğmadan almışlar onu benden. İşte o yüzden böyle yersiz yurtsuz, kimsesizim.
Sayfa 8 - Yapı KrediKitabı okudu
Yalnız senin ellerine güveniyorum. Bu dünyada sevilmeye layık olan yalnız sensin ve bir de ağaçlar. İkiniz de yeşerir tazelenirsiniz, ikinizin de gölgesi var, ikinizin de nefesinden ıtırlı kokular yayılır ve kökleriniz topraktadır. Füruğ'u seven başka kimse yok. Hiç kimse!
Sayfa 7 - Yapı KrediKitabı okudu
Reklam
"Eğer farklıysan, yalnızlığa mahkum oluyorsun.Yalnız olana acımasız davranıyorlar."
"Emekçilerin kendi menfaatleri için; onlara fazla boş zaman ıstırabı çektirmek zalimlikten başka bir şey olamaz.Tarimda da böyle.Istesek her ürünü sentetik uretebiriz ama üretmek yerine nüfusun üçte birini tarlada tutmayı yeğliyoruz çünkü gıdayı topraktan elde etmek, fabrikada üretmekten daha uzun sürüyor " ..
Sayfa 223Kitabı okudu
“İnsanı insan olarak, dünyayla ilişkilerini de insani ilişkiler olarak kabul ederseniz, sevgiyi yalnız sevgiyle, güveni yalnız güvenle, vb., değiştirebilirsiniz. Sanatın tadına varmak istiyorsanız, sanat kültürü almış biri olmalısınız başkalarını etkilemek istiyorsanız, başkalarını gerçekten canlandıran ve yüreklendiren biri olmalısınız. … İnsanla ve doğayla ilişkilerinizin herbiri, gerçek bireysel hayatınızın belirli bir şekilde kendini göstermesi olmalı, isteminizin nesnesine uymalıdır. Karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani sevgi olarak sevginiz karşılığında sevgi yaratmıyorsa, seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür, bir talihsizliktir.”
"Hayatının baharında toprağa verdiğin o insan , çok korkutucu ölümcül bir hastalığa yakalanmıştı, acınacak bir bitkinlik içinde yatağında yatarken , boş boş gökyüzüne bakmış,solgun alnı ecel terleri dökmüş ve sen başucunda ne yapacağını bilmeyen bir budala gibi dikilmiştin; sahip olduğun birçok şeye rağmen elinden bir şey gelmediğini çok derinden hissetmiş, son yolculuğuna hazırlanan o insana bir damla güç, birazcık cesaret verebilmek için her şeyini feda etmek isteğiyle içini korku kemirmişti"
"Şu evrende siz tanrılardan Daha zavallısı var mı bilmem Kurban vergileri Dua üfürükleriyle beslenir Haşmetli varlığınız zar zor Size umut bağlayan budalalar, Çocuklar,dilenciler olmasa Yok olup giderdiniz çoktan "
Reklam
"Ondört yaşımdayken, karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığım için, beni zindana attılar ve orada tam altı ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur." Victor Hugo - Sefiller