Zanayê me Kurdan Ehmedê Xanî,
Riya felat û azadiyê
Ji gernasên îro pirr çêtir dizanî
Dibêje: nedin bîra xwe ku,
Bê ceng û têkoşîn û sergermî..
Ma welat tên sitandin,
Bi bergerr û lavayî û zarnermî?!..
Şerme ku em xwe deynin,
Bazgûrî zorkeran bin û bibazin.
Divê me dar bi dest be
Her bi serê ço heqê xwe bixwazin.
Heke em dirêjî mirinê nekin
Wek lokê har û hêc û girgîn,
Çawan dê bikeve destê me?
-59
Saf keyif bu; ne kadarı, nasılı yok
Bir sırdır ki hayali ve serabı yok
Ki dün geceki mahmurluğu kovayım
Ve bunca tatlı uykudan uyanayım
Mem gibi olup akıl baştan gitmesin
Ecel efendisi ansızın gelmesin
Gün benim amma, ömrün güneşi batmış
Ve benim kendimden haberim olmamış
Sayfa 204 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Bir aşk mükemmelden de ötede ise
Bir su eğer membaından temiz ise
Elbette koruyacak kendini kirden
Reddedecek, uzak duracak pislikten
Gençlik ve bahar ve bahçe ve sevgili
Dünyada başka ne murat edilir ki?
Hele zafere erişmiş aşklar varsa
Her iki taraf da aşka susamışsa
Bilmiyorum artık, ne diyebilirim?
Bilmez ki ne söylesin artık bu dilim?
Sayfa 202 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Amma tek olsa ve bir eşi yok ise
Zin ile Anka misali saklı ise
Aşık nasıl katlanıp da dayanacak?
O, sabır dışında ne çare bulacak?
Durumdan habersiz Mem böyle diyordu
Ansızın tam karşısında gördü onu
Ol Zin ki hizmetinde iki yüz peri
Mem'in esir ve tutsak olduğu huri
Sayfa 199 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Ey sümbül, eğer güzel bir kokun varsa
Senin yüzünden reyhanın yüzü kara
Sevgilinin zülfüne benzemezsiniz
İkiniz de boşboğaz, gereksizsiniz
Ey bülbül, eğer sen hal ehlinden isen
Kızıl gülün mumuna pervane isen
Sayfa 198 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
O Zin'de sevda ve dahi saadetten
Uçup gitti hayat belirtisi birden
Bir gül gibi baygın düştü çimen üstüne
Bülbül aşkı yüzünden ciğeri yüz pare
Sayfa 197 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Kalbi onun gibi isyana kalkışmış
Sürükleyerek bahçeye dek taşmış
Zifiri karanlık gecelerde yanan
Zin; sürekli feryat ederek ağlayan
Daima ol Allah'a dua ederdi
O Mem kalkıp da yanıma gelsin derdi
Birden baktı ki Mem kapıdan geliyor
İsa hastanın ayağına geliyor
Sayfa 197 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Bağı öyle uzun uzun seyretti ki
Sarı güllere açtı içini, dedi:
"Ey aşıklar gibi değişmiş olanlar
Benim gibi sarıya kesmiş olanlar
Bülbülün yüz havası, yapraklarınız
Neden gamlı ve zayıf ve sarısınız?
Yoksa benim gibi Mem'siz mi kaldınız?
Zira benim gibi pek bir gamlısınız
Sayfa 194 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Sanavber ağacının içi Mem gibi
Dağ servisi aşkıyla yüz parça idi
Zin'e benzeyen turunç ve nerenciye
Sararmış sevda illeti ve derdiyle
Sayfa 189 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
O aşık kendine orda mekan tuttu
O bülbül kendine orda yuva kurdu
O bülbül çok fazla hevesli olsa da
Beden zindanı tam bir kafesti ona
Kırıldı kanadı, yolundu teleği
Döküldü benleri ve ayva tüyleri
Sayfa 183 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Zavallı Mem öyle gözyaşı döktü ki
Nehrin kenarında söğütler yeşerdi
Çöl baştan başa bağ ve bostana kesti
Kıyılar gülşen ve gülistana kesti
Sayfa 183 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Gönlüyle bir o kadar çok söyledi ki
Gönlün gönlü yandı ona ve eridi
Sayfa 181 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Westani'de, Nergizi'de ve Seqlan'da
Derwaze'de, Omeri'de ve Meydan'da
Sen gezinip durursun böyle yerlerde
Bense kalakalmışım ovada belde!
Sayfa 173 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Eğer ağlarsam ben ve inlersem eğer
Eğer ölürsem ben ve sızlarsam eğer
Ne yaparsam yapayım revadır oysa
Bana en yakışanı ölmektir hatta
Bir kez de gönlümün içinden akasın
Gözlerimin pınarına bir bakasın
Şu gönlümün derdi, derman yok mu ona?
Sebep nedir gözyaşımı akıtmama?
Divaneyim, elden kaçırdım periyi
Dicle benim, salıverdim Zenberi'yi
Sayfa 173 - Dara YayınlarıKitabı okuyor
Çaresiz şehirden uzağa giderdi
Derin Dicle'yi dert ortağı ederdi
Derdi "Ey gözyaşım gibi akan nehir!
Sabırsız, sükunsuz, aşıkane nehir!
Sabırsız, kararsız ve sükunetsizsin
Yoksa sen de benim gibi deli misin?
Sayfa 172 - Dara YayınlarıKitabı okuyor